Bir adamın hikayesinde adın geçecek
Belki hiç okunmayacak
Belki hiç oynanmayacak oyunlar,sahnelerde kopacak tüm fırtınalar
Belki kimse bilmeyecek bu hikayeyi adı geçenlerden başka
Kaybolup gidecek sonsuzlukta...
Ama ya okursa bir gün bir anne çocuğuna
Çocuk baharlarım var büyütmediğim,hala korkuyorum karanlıktan
Gök gürlemesiyle kayboluyor hayal ülkem,Çıkamıyorum yatağımdan farketmemek için yalnızlığımı
Kapayınca gözlerimi geçecek mi korkularım yada bu gecede bir yıldız tutacak mı gözlerimden adı annem olan
Rengimi sıyırdımda koydum önüme,ruhum sızıyor dişlerimin arasından
Dudaklarıma konmuş bekleyişler,bu gecede gözlerimde sona erecek
Damla damla birikiyorum kendimde
Kendimden boşalan yerlerde umut aşıladığım kıtalara göçebeyim
Koruyorum kendimi yüzümün çizgilerinden kopan fırtınadan
Şimdi bir çocuğun tutuşturduğu kibritin gözlerindeki büyüklüğünü yaşıyorum gecenin karanlığında aynada unuttuğum yüzümde
Biz bir bankı paylaşan aynı şehirdeki iki özgürlüğüne yabancıydık senle
Sevgiyle bakan halkına,Anadolu kokan kadınlara,ana kuzularına
Biz iki yabancıydık senle umutla hiç karşılaşmayan,fikirde kardeş, yaşayamadıklarımızın dilencisi
Biz aynı rüyanın kahramanı bir yürektik senle,O banktan vedasız ayrılmadan önce
Uzun bir yolculuğa çıkıyorum şimdi düşüncelerimi doldurup ceplerime
Sol yanım boş.. Gördüğümden ötesi yok artık
Irmaklardan,köprülerden geçiyorum ayrılık tozu serpilmiş
Islanmış kirpiklerim gibi hayallerim
Işıklar üzerime üzerime geliyor sönmek için bende
...İç çekiyorum atabilmeye ümitli içmde kalanları
Söz verilmiş hayaller birer birer soldular
Burnumun direğindeki teller kırgın,yıldızlarımın kopmuş kuyrukları
Işığıyla ölüyor bir yıldız yakamdan düşüp
Ben bütün bunlara bakıp nerden baktığım bulmaya çalışan suskunum
Portakalım baş ucumda değil,oyuncaklarım yoklar,anlatılacak masallar sayfalarını kapatmış
Şimdi kendime düştüm,başkasına fırsat vermeden
Ağırdan çıkıyorum bu merdivenleri yorgun birazda dargın
Hiç bitmeyecek gibi geliyor yukarıya bakınca
Geriye baktığımda ne kadarda büyüğüm aşağıya
Sonunda ya açılacak kapı ya ben kıracam zincirlerini dünyanın
Ya bırakacam acılarımı kapı önünde yetim
Yada umutlarımın boşluğunda yumacam kalbimi usulca
İçimde çan sesleri var ruhuma yasaklı yüzün, ben kaşifi oldum yaşlanmış renklerin
Koydum bir çantaya yarım kalmış dalgın bakışlarımı
Gidiyorum şimdi kalamayanlara inat son kez dercesine
Dilimde ıslık şeytanımı çağıryorum meleklerden uzak yolum
Ben hiç gelmedim say, tutmadım düşen sevgini koynumda,
Gözlerinde hiç sona ermedi aşkımın alevli geceleri,
Şimdi tipi altında gönlüm, ulaşması zor artık kalbime giden yollardan düşbahçeme geçmek
Gittikçe şiddetleniyor sancısı nefretimin
Yakıyorum artık bende ne varsa senden kalan siyaha çalan beyaz hayallerini
Sonrada ısıtıyorum çaresizlikten üşüyen ruhumu
Her gelen çalmasına rağmen düşbahçemdeki ilk baharlarımı
Yinede bir bahar saklıyorum ben köklerimde
Gün geldğinde büyütmek için sevgimin en şahane çiçeğini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!