İster yağmur ol, ister kar
İster kâr ol, ister zarar
İster hayat ol, ister ecel
Yeter ki kaybetmeden umudumu , gel
İster okyanus ol, ister deniz
Adını yazdığım buğulu camdan silen
Güneşin doğuşuyla beraber
Ufak bir tebessüm bırakıp
Gidiyorum
Tüm hayallerimi o bankta bırakıp
Gözün aydın, gün aydı
Merhaba kadın, sana da günaydın
Güneş bana doğmadı,bu onun ayıbı
Mutluluk mu? Benim büyük kaybım.
Bir savaşın içinde yalnız bir insanın
Hergün ölen
Fakat hiç gömülmeyen
Dışı sağlam içi çürümüş bir beden
Ne zaman denesem
Tam geliyor bedenime kefen
Yoktu kalbin eli, yine de tutunmak istedim,
Saç tellerine, düşerken gözünden
Ne çare gerçekleşmez isteğim
Çünkü yanan bir ruh ,var olmaz yeniden közünden
Sessizlik istedim, oysaki dilsizdi dünya
Karanlığın bekçileri yine gece nöbetinde
Kendileri yatakta, hayalleri adımlar sessizce
Şehrin tüm sokaklarını talan ederler
Kimileri terbiyeli bir şekilde yapar bunu kimileri edepsizce
Karşılaşmaz hiçbiri, zaten tanışmazlar
Gitmek istiyorum buradan, burası fazla ıssız
Biliyorum parçalanır ayaklarım, yollar hep taşlık
Ve ben ayakkabısızım
Yine de olsun, altında dinlenecek bir ağaç bulurum dalsız
Ansızın, güneş kaybolacak yine
Kendimi arıyorum
Bazen bir katilin bıçağında
Bazen de bıçağa bulaşan kanda
Çokça katilin omuz verdiği tabutta
Kendimi arıyorum
Tüm şehir uykuya dalmış gözleri yarı açık yarı kapalı
Sokakları izliyor beni, hayal kuramıyorum burada
Kurduğum her hayal bir ömür kadar pahalı
Sessizliğe bürünmüş çoktan bu yaşlanmış şehir
Göbeğine kadar inmiş sakalı
Eskimiş buz gibi kaldırımları
Gözlerinin kıyısında oturmaya layık değil onlar
Birtek ben olmalıydım orda
Tek kişilik yerde ikinci olunca
Bende kalkmayı tercih ettim ordan
Ondan dolayıdır bu sessizliğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!