çelik ağzı değil kasap gözü kör
kurtulur bıçağı bilenerekten
lakabımı koymuş olsanda nankör
beddualar etmem ilenerekten
nezih ortam bulsun gelirde tavlar
mümkün mertebe kalemim
kötü düzen ve sistem ez
korsa ecel bu hale mim
kefenim ütü istemez
seçmeyip işin kolayı
arpalık az girip yesin
ses çıkarma göz yum at'a
doyunca çıkardı kesin
oraya bir kayyum ata
yumurta yap sepetini
kalem alsam ele dağlar
taşları şiir işitir
dert kederli daim ağlar
başları şiir işitir
bavulunu yükle forta
felek bir firavun sen ise haman
mevzudan hisseler kendine pay al
adeta su gibi akıyor zaman
şeytanı taşlama şimdi bir hayal
yalçın kaya çınlatıyor havlayan tazı
sanatın edipte teyit
kor ne kıyı köşe ne dip
döktürür o dize beyit
kainatın aydın edip
ilhamın binip atına
şiddet ile zorlar her dakika kası
dışarı çıkmak ister insan kakası
bazı bu durum fert içinden geçer
bir boğa koç olup kaka kakası
akası var ise damarda kanı
çocukluğum düşündümde demin
dudağımda durur hala ayaz ve derdin
derin yarıkları
kiymir çayı boyu keçi güderdim
ayaklarımda merhum dedemin
kara lastik çarıkları
eğe al bıçağı bıçkı bilenir
şapka satar olsa sağlam öremez
ne avuç açar o nede dilenir
kalp gözü kör ise bunu göremez
kor önüne mani köre gam keder
okçuları binip uçağın kanada
her yıl Atina da yarışır Kanada
yılanı zehirler öldürür adamı
çok kısa süre de karışır kanada
kırkanada karşı halkı sakalını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!