Ah bir derde düştüm ki, tutacak hiç kimse yok elimden,
Nefsim öyle bir haldedir ki, yanar kalbim ta derinden,
Vazgeçmez ruhum, ayrılık zannedilen son seferinden,
Mağfiret eyle Ey Rabbim, ancak sen anlarsın halimden.
Çevrene bir bak, sessizliği dinle,
Uğuldar rüzgâr, yapraklar fısıldar,
Öyle bir esrar ki, aklın elinde,
Sanki dipsiz kuyu, derinlik ağlar.
Şan, şöhret zirvede, köşkler mallarla dolacak,
Elbet senin de sonun, dar bir mezar olacak.
Geceler karanlık, yollar bozuktu,
İlmin her an önümde rehber oldu,
Okuyup öğrenmek, zevke doyumdu,
Okumayı bana öğrettin hocam.
Çalışmak, durmadan, hiç sarsılmadan,
Farkında değilim, Ey Rabbim, Seni ne çok sevdiğimin,
Üzeri hep küllenen, kor bir ateş gibi, yandığımın,
Bir an bile, gaflet perdesi, kalksa idi, üzerimden,
Çöllerde Mecnun’lar gibi, divane olup, gezerdim ben,
Bizi bizden alan güller,
Dağ başında esen yeller,
Allah adın diyen diller,
Sensiz neyleyim baharı,
Açmaz olan açar oldu,
Ruhumu, kapladı da özlemin,
Çaresizim, vuslata Efendim,
Aksa da, gözyaşları sinemin,
Yangınını, söndürmez Efendim.
Gönlüme doğsa, mübarek adın,
Bir bilseydin, kalbindeki sevginin sırrını,
Çözülmesi imkansız olan, ‘kördüğüm’ gibi,
Endişeler kaplıyor, düşündükçe aklını,
Kıyılarda kayaya çarpan, dalgalar gibi.
Meşakkatler içinde, ne güzel bir emanet,
Ayaklar… Kimi çıkmada, kimi inmede,
Basamak basamak dizilmiş merdivenler,
Zannetme ki, bitiş var en yüksek tepede,
Yürüsen de, koşsan da, hiç bitmez emeller.
Ey serkeş olan nefsim, bu dünyada aldandın,
Hizmette geri kaldın, mükâfatta davrandın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!