“Ne atım ne eşek, bana mı düşer sıratı geçmek…”
diye yazana cevap:
Telaşlanma, dünyada peşin verilmiş sana af,
At ve eşekler, sıratı geçmekten zaten muaf…
Gençlik hiç şüphe yoktur ki, gidecek,
Baharda kışa hazırlanmak gerek,
Hislerin bir gün feryatlar edecek,
Nefsinin emrine bağlanma gencim.
Mahlûkat her yerde sana hizmetkâr,
Bir kelime, iki hece,
Hasretinle gündüz, gece,
Hayat sanki bir bilmece,
Gel çözelim beraberce.
Bir yol bulmuş gidiyoruz,
Tadı kalmadı, ne baharın, ne yazın,
Çiçekler öksüz kaldı, bahçeler yalın,
Seni hiç özlemiyoruz, sanma sakın,
Hasretinle doluyuz, her zaman anne.
Güneş, üzerine uyurken doğmadı,
Gül olup gülşene dönsen,
Dikensiz dost olamazsın,
Bal alsan da konup gülden,
Sen kedersiz olamazsın.
Kuşlar gibi semalarda,
Cebi yok ki, kefenin, üç metre bez elinde,
Ne tüccarsın, ne sarraf, gömüldüğün derinde.
Kuşatılmış hayatımız, lezzet ve elemlerle, hayret,
Her ‘lezzetin bitişi elem; elemin bitişi lezzet.’
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!