kendi hayatında yaşamaya zorlama beni
olma bu kadar talepkâr
sen kendi bahçendeki gülleri kokla
unutma! benim de bir bahçem var
Çoban nedir bu yanık türkü nedir bu dert
Zaten uykularımı veriyor uykusuz kalıyorum
Gün solgun açıyor
Şehrin her köşesinde gözyaşım var
Sen de yarama tuz basma
İsyan rüzgarlarımı estirme be çoban
gün gibi aşikar
herkes kendiyle meşgul
köpeğimi, benim olduğu için seviyorum
çocuğumu, emek verdiğim için
kendimden bir şey bulduğum için de, seni
ben aslında kendimi seviyorum
ey! sevgili
her estiğinde,
eğilmemi istiyorsun
anlaşılan o ki;
kendini 'rüzgar'
beni de 'ot' farz ediyorsun
daha acı bir gurbet yoktur,
insanın kendinden uzağa düşmesi kadar
ve yalnızca;
his dolu bir gönlün sahilini
insafsızca döver dalgalar
ey! canımın sahibi yar
kan şekerim düştü
bir iki tatlı söze
ihtiyacım var
h/ç
bir zarif papatyaya soruyorlar
ilkin boynunu
sonra yapraklarını kopartarak
seviyor mu, sevmiyor mu?
hey! bayım
çoktandır yoksunuz
görünmüyorsunuz sağda, solda
yaz günü düşen kar taneleri gibi
eriyip gittiniz. oysa;
toprak kadar,
hey! bayım
şiiriniz geçti dışımdan
kuyuya düşüp,
soba borusundan mı çıktınız?
narlarınızın içi beyaz
cicili bicili oyuncaklarınız
Git başımdan şiir
Her aşk liman olmaz kendine sığınan gemiye
Yüreğimin gizlerini çözemedim henüz
Hayat yeterince geliyor üstüme
Bi de sen gelme
ÖZGÜRLÜĞÜMÜ SEVİYORUM
'İnanmak ve ibadet çoğu insanda bir çeşit ihtiyaçtır.
Bir güç tarafından yaratıldığını ve gözetildiğini -bilmek-
ve kendinden güçlüye yaslanma,
emanet edilme ve değer verdiği herşeyi soyut da olsa bir güç unsuruna emanet etme fikri insana...bir güven ve ...