Onursuz gecelerin sahte pırıltıları,
hangi birinize yeter sövmek güzelin düşmanları.
Siz ki sevdamı çekip aldınız soysuzlara yakın,
acı da benim tatlı da benim unutmayın sakın.
Tanrım
Koca bir ömür vermiş bizlere
merakla aldık ellerimize
baktık neler var diye
göremedik ama sevindik
haydi dedik
Gece şaşkın gece perişan
Sen hayırsever aç doyuran
Daha ne isterim celladımdan
Rahman ve Rahim olandan
Sen susuz sen kaynar
Belki sepet taşıyamazdım ama
Rahatça kaşırdım her yanını sırtımın
Ellerim ayaktayken toprağa değse
Nasıl sarılırdım sana düşünsene
Ah Sevgili!
Senin olmamı isterken delice
Ve ben yanarken ateşine eşsizce
Kaderi şaşırtmanın alemi ne
Ah Sevgili!
Saat yine dokuz oldu
pencereyi açtı çünkü Hayriye
o mahalllenin en güzel duluydu
birazda deli-doluydu
dokuzda bir-iki tek atar
ve dokuzbuçukta,
Orda yeşil tepede
Gün-batımı, ayak üstü şarabı yudumlayan
Yırtık mintanlı, bağrı açık bir delikanlı.
Kollarını açmış akşamın kızıllığına
''Seviyorum'' diyor kurtlara-kuşlara
Görünce yanıbaşındaki mezarlığı
Bir sabah uyandığımda
Sevdalı başım yoktu boynumda
Başımı çalmışlar
Çalmışlar sevdalı başımı
Çaldıklarını düşünemedim
Düşünemediğimi de düşünemedim
Bu gece sokaklar benim
Yüreğim ay gibi dingin
Avuçlarım da bir çekimlik içkim
İçkim göl gibi bitkin
Suskunum kuğular benim
Celladım pusuda bekler
Öp alnımdan çıldırsın damarlar
Gece fosforlu, ay türkü söyler
Vaktidir zehirle beni hadi sar
Benim korkak elim senin titrek öpüşlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!