Akan bir ırmaksın
Avuçlarımda durmayan
Ürkek bir turnasın
Dallarımda soluklanmayan
Dev bir sandalsın
Kehribar delisi çakır gözlüm
Beylerin yamanı elleri yere seren dostum
Öyle döneklerden değil çınar gibi sağlam
Dost bildiğim kurtlar sofrasında
Nadir kalan son dostlardan
Ecdadına erdi mi ettiğin avaz
Hürriyet uğruna ettin ya milleti bağnaz
Bir hazine vardı bende yüzlerce yıl evvel
Hakikat tek bir yolda idi o da şahı müevvel
Bende bir genç vardı derdi ya ilah ya vatan
Dışarıda kar yağar
Ben yağmur görürüm
Pencereler ıslaktır
Yağmur görürüm
Bulutlara küskünüm
Güler durur solgun çehresi
Solduğunu fark etmezsin
Yorgun dargın dolaşır
Solduğunu bilmezsin
Kahkahalarla hıçkırır
Ağzında sinsi bir hamlık
Diş gösteriyor hakka hadsiz yamyamlık
Haya yok ki bu afette kızarsın yüzü
Gücüm kafiyse boğarım görsem deyyusu
Şu karşıki dağlar
Bir gidişti bu
Yürekten gidiş, kalpten gidiş
Bir gidişti bu
Nefesin kesildiği gidiş
Yüreğin çarmıha gerildiği
Ruhların öldüğü gidiş
Güne bir gün bir bülbül
Teşne mi teşne aşka
Başlar ötmeye bir güle
Gül nezih abı hayat görünür saf bülbüle
Naçare biçare bülbül
Ağaçtan düşen yaprak olsam
Götürse beni coşan yelin
Derya olsam çorak yoluna
Üstümden geçse yelkenin
Bir füsun sanki üstünde beni benden alıyor
O sade gülüş haneme ışıktır ebeden
Bu hayat bayattır sensiz söyle neden
Bir bakışı ki ahuyu kül eeder
Yakışmaz yakışmaz ay yüzüne gamla keder
Emret yerlerde sürünüp geleyim gülüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!