Ölümler düşer semadan
Parçalanmış cesetler uçuşur caddelerde
Attığımız adımlar soluk alamaz olur
Acılar dadanır tenimize
Ve ellerimiz upuzun olur bazı günler
Açılan yaralarımız iğrenç durur yanıbaşımızda
Ölümün yanaklarında şehvetle yürür koca adamlar
boğulmuş duygular
kalabalık acılar
ve yarım olmanın sancılarıyla
Hayatın tapınaklarında boğulan koca adamlar
Dağlanmış bir ayrılıktır hayatım.
işaretler,sımsıkı tutmuş benliğimin en eski elbiselerini,
göğeren sözlerimi terk ediyorum artık..
bırakmak isterdim öncelerimin kirlerini, masumiyetin gözyaşlarında savrulup erimek isterdim…
yırtılan ruhumu onarmak savaşını veren ben bir daha asla hayata kahkaha atmıcam…
koynumda zamansızlık ve yalnızlık ne kadarda mücerret…
Bedenimizde yaş üzümler titreşir
Dolanırım zeytin bahçelerindeki ateşlerde
Toprağın içinde yüzyılların aşkı beslenir
Sararan yaprakların çektiği sancılar
Kemiklerime işlemektedir
Boşlukta yüzen ürperti
Saçılır tüm insan yüzlerine
Yüzlerce acı uçuşur caddelerde
Şehrin karnına çakılır keder
Bıçak gibi keskin sözler dökülür
Kelime israfında tükeniyor hayatlarımız.
Görüntülerin çokluğunda insanlığımız istila ediliyor
Sararmış ve solmuş insan yüzleri
Ruhları kaybolmuş insanlığın
Nifak gönüllerin tadı tuzu olmuş
Zamanın karanlığında saklı bir avuç rüya
Durdur artık yürüyen her şeyi
Sürekliliğe acı acı bak
Ölüm Kadar sessiz
Yılan kadar canlı ve cazip ol bana
Tarumar olmuş yüzlerce adam var
Bir çiçekli yoldur yüzüm
Nedensiz tebessümler akar içimden
İçim yüzüme fısıltılar atar
Acı çektirir içim “içime”
Ağzım niyetsiz konuşmalar sunar
Bir saklambaç rüzgarıyla savruldum
Acı ve Ağrıya her yanımla sokuldum
Dokundum Ben her şeyimle dokundum
Tek ses yükselmedi tanıklardan
Ey Tanıklık eden insan!
İnsanı insan eden tanıklığı
Duygu deryasına dayandım
Milyonlarca sebepsiz uyku içinde nefes aldım
İnsanların gözlerindeki Ayrım Noktalarında kaldım
Durdum durgun durgun durulmuş suların kenarında
Vardım Varsıl Çocukların yaşadığı sokaklara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!