Tarih boyunca silahıyla efendilik yapmış bir toplum silahsız kalınca kendini diğerleri karşısında donu düşmüş gibi görmeye başlar… Bu komik durumdan kurtulmak için şaşkınlıkla ne söylediğini bilemez…
Değişen dünya şartlarına uyum sağlamakta zorlanır, şiddet aklın olmadığı yerde hüküm sürdüğüne göre, aklını kullanamayınca çenesine kuvvet…
İşi olmayana, gücü olmayana, sicilli olana, sivilli, sinirli ve sivilceli olana devlet iş vermez… Af maf hiç kimseyi damgalarından kurtaramaz… itibarı sıfırlananın iş bulma şansı kalmamıştır…
Bu tür vatandaşların her işe başlarken besmele çekildiği gibi, her nereye gitseler orada ilk önce ne kadar itibar sahibi, ne kadar önemli kişi olduğunu ilk baştan kafalara sokması gerekiyor… Bunun için ömründe ve özellikle çocukluğunda söylenen güzel sözleri, kendisi için düzülen övgüleri sıralama ihtiyacını hisseder… Çünkü onun bildiği o kadardır… Bu da yetmez, yedi sülalesinde, mal mülk sahibi, sevilen veya sevilmeyen ne kadar tanınmış, ünlü ve ünsüz insanlar varsa, hepsiyle olan ilişkilerini sıralar durur… Aşağıdan uçmak ona göre değildir. Çünkü zaten hep aşağılarda yaşadığı için oraların havası onu kirletmiştir… Kendine göre yukarı sayılan seviyelerde dolaşır durur…
Devlet bu paryalara ancak linç taburlarında partilerinin arka bahçelerinde hazır güç olarak istihdam eder. Kutsal düzene zarar verenler için, tetikçi olarak bulunmaz bir maden olarak rafine edilip kullanıma hazırlarlar.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta