Hümeyrâ! ..
Kapatma gözlerini
Nice beyaz güvercinler sukut eder yüreğinde
Şimdi sukut zamanı değil Hümeyrâ! ..
Üzerinden uçup geçerken hicret kuşları
Hicranın bölünse de vuslatın gizeminde
Bezm-i aşka tutunur her bir umut
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Devamını Oku
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Hecede olduğu kadar başarılısınız serbest şiirde de Fatıma Hümeyra hanım.Çok güzel su gibi bir şiir. Yalnız ufacık bir eleştiri şiirin okunması sırasında müziğin yüksek volümü şiire yoğunlaşmayı engelliyor. Eserin içine giremiyor insan. Tadını almakta zorlanıyor. Mümkünse daha soft bir müzik seçmenizi tavsiye ederim.Ya da bırakın müziksiz kalsın.Naçizane.Selamlarımla.
SAYGIDEĞER HÜMEYRA HANIM BU ŞİİRİNİZ KELİMELERİN KİFAYETSİZ KALDIĞI KADAR ÇOK DEĞERLİ BİR PAYLAŞIM OLMUŞ YÜREĞİNİZDEKİ SEVGİNİN ALLAH KATINDA DA YÜCELMESİ EN KALBİ DUYGULARIMDIR KUTLARIM SİZİ KALEMİNİZ DAİM OLSUN SAYGILARIMLA RECEP ÖZCAN ÇALIŞKAN (MİMOZAMSIN)
Aşk kalbi sınayan, bir bilge! ..
M e n g e n e d e ç ı r p ı n ı r k e n
Söyle hangi bedeli öder ruhun? ..
Sahte ve nefsani aşklar için kimbilir ne bedeller ödüyor ruhlar..Çok güzel bir anlatım...Saf sevgi,aşk günümüzde ne yazık çok kalmadı...Fıtratlar bozulunca sevgide amacını şaşırıyor..Ne doğru söylemişsiniz 'Aşk kalbi sınayan bir bilge'Acaba kaç kişi sınavı geçebiliyor? Aşkın kaynağı keşfedilmeden aşkı anlamlandırmak da çok zor sanırım..tebrikler...
negüzel bir atmosfer bu daldım gittim sanki hümeyranın kalbinde en büyük hazinesinde
bulu verdim kendimi tuttum ellerini tanıdım
ogüzel ruhunu ve hislerini negüzel anlattın hümeyram ruhundaki seni tebrik edrim
ben ogüzel yüregini ve kalemini
Ebrâr olan yüreğin.
Nalan olup yansada..
Şiir aşka!
Kalem kağıda, sevdalı Hümeyrâ! ..
Mürekkep kalemde, aşk şişesinde.
Aşk kalbi sınayan, bir bilge! ..
M e n g e n e d e ç ı r p ı n ı r k e n
Söyle hangi bedeli öder ruhun? ..
Erişilmez emellerin sırça köşküne değil,
Gönül tahtına konmayı tercih ederiz... Gözlerimiz, Hatice bakışlı; Fatıma, ağlayışlı; Hümeyra davranışlı olabilsin yeter ki... Onları unutmayıp bir anlık kalbimizi onlara verelim... Onlardan Allah, razı olsun...
Bu şiirinizde ayrı bir tat vardı... Zamandan sıyrılıp o günlere gittim; Allah, razı olsun... 10 puan... Antolojime... Sevgiyle kalın...
Bir Eş Olarak Hz Muhammed (s.a.v.)
İlk evliliğini yirmibeş yaşlarındayken yapar. .. Hanımı kırk yaşlarında dul ve iki çocuk annesidir… Birbirlerine, bütün insanlığa örnek gösterilecek bir sevgiyle bağlanırlar. Sevgilerini saygıyla dengeleyerek, evlilik hayatları süresince hiçbir aşırılığın ve sevgi suistimalinin yaşanmasına izin vermezler… Hz. Hatice ile olan bu beraberlik, onun vefatına kadar yirmibeş yıl sürer. Yedi çocuğundan altısının annesi Hz. Haticedir. En zor günlerinde bütün varlığıyla eşine destek olan Hatice’nin yeri Hz. Muhammed’in kalbinde hep sıcak kalır.
Hz. Hatice’den sonraki hayatında siyasi ve insani sebeplerden de etkilenen çok sayıda evlilikler yapar. Fakat bu evliliklerindeki asıl faktör, peygamberlik görevinin toplumsal boyutuna ait sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilme düşüncesidir.
Bu ikinci dönemde en içten bağlandığı eşi Hz. Ayşe olur. Onu da sever. Öyle ki Hz. Ayşe vefat edinceye kadar imzasını “Ebubekir kızı Ayşe. Allah’ın Sevgilisinin Sevgilisi” olarak atacaktır.
Arap toplumunda ve daha sonra İslam’ı kabul eden bütün toplumlarda kadın, O’nun getirdiği dinle akıl almaz bir sürede tanınmayacak bir toplumsal statü değişikliği yaşar. Adeta en alttan en üste yükselir. Bu büyük toplumsal devrimin itici gücü doğal olarak Hz. Muhammed’in sözleri ve kendi eşlerine karşı olan davranışlarıyla ortaya koyduğu canlı modeldir.
MAKSADIMIZ BU DEĞİLDİ
Hz. Ayşe ile aralarında küçük bir tartışma yaşanır.
Sonunda konuyu bir hakeme götürmeyi kararlaştırırlar. Hz. Muhammed hakem olarak Hz. Ayşe’nin babası Hz. Ebubekir’i önerir. Hz. Ayşe’de kabul eder. Hz. Muhammed konuyu Hz. Ebubekir’e anlatmaya başlarken eşi Hz. Ayşe sözünü keser ve
- Anlatımında adaletli ol, diyerek uyarır.
Bu uyarıyı peygambere karşı önemli bir saygısızlık olarak kabul eden Hz. Ebubekir kendine hakim olamaz ve kızının yüzüne bir tokat atar. Hz. Muhammed’in kaşları çatılır. Bir yandan Hz. Ayşe’nin burnundan akan kanları silerken diğer yandan da sert bir tonla Hz. Ebubekir’e seslenir.
- Ey Ebubekir! Seni hakem kılmaktan maksadımız bu değildi. (109)
EYVAH EŞİM!
Bir yolculuk sırasında Hz. Ayşe’yi taşımakta olan deve aniden parlayıp hızla koşmaya başlar. Durumu gören Hz. Muhammed,
- Eyvah, eşim, diye bağırır.
Ve deve arkadaşları tarafından yakalanıp ta tehlike atlatılıncaya kadar sakinleşmez, endişesi yatışmaz.(110)
KIZINI ZORLA EVLENDİREMEZSİN
Arkadaşlarından biri, kızını istemediği biriyle zorla evlendirmek üzeredir. Gönülsüz gelin çareyi Hz. Muhammed’e sığınmakta bulur.
- Ey Allah’ın Elçisi! Babam beni istemediğim halde zorla amcaoğlumla evlendiriyor.
Hz. Muhammed babayı çağırır.
- Kızını, istemediği halde bir başkasıyla evlendirme hakkına sahip değilsin. Baba yaptığına pişman olur.(111)
Hz. Hatice’den sonraki hayatında siyasi ve insani sebeplerden de etkilenen çok sayıda evlilikler yapar. Fakat bu evliliklerindeki asıl faktör, peygamberlik görevinin toplumsa boyutuna ait sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilme düşüncesidir.
BABAM HZ. HARUN
Eşi Hz. Safiyye’yi bazı insanlar “Yahudi kızı” diyerek küçük görmek ister, kızdırırlar. O da gidip üzüntüsünü Hz. Muhammed’e açar. Allah’ın Elçisi, Hz. Safiyye’ye,
- “Bak”, der “bir daha aynı şeyleri söylecek olurlarsa sen de şu cevabı ver: Benim kocam Hz. Muhammed, babam Hz. Harun, amcam da Hz. Musa’dır. Bu durumda ben hepinizden daha üstünüm!”(112)
ŞİMDİ ÖDEŞTİK
Hz. Ayşe ile yeni evlidirler. Beraber koşu yarışı yaparlar. Hz. Ayşe kazanır. Aradan bir kaç yıl geçer. Hz. Ayşe kilo almış ve biraz şişmanlamıştır. Tekrar yarışırlar. Bu kez Hz. Muhammed kazanır. Gülümseyerek,
- Şimdi ödeştik, der.(113)
HANIM DA GELEBİLİR Mİ?
Medine’deki komşularından bir İranlı, akşam yemeği olarak hazırladığı özel bir çorbayı kendisiyle paylaşması için Hz. Muhammed’i davet eder. O, Hz. Ayşe’yi kastederek
- Hanım da gelebilir mi? diye sorar. İranlı istemez. Hz. Muhammed de davete katılmaz. İranlı kısa bir süre sonra gelerek davetini tekrarlar. Hz. Muhammed yine sorar:
- Hanım da beraber mi? İranlı yine kaşlarını kaldırır.
Bir süre daha geçer. İranlı üçüncü kez daveti tekrarlar. Hz. Muhammed ise hala aynı noktadadır.
- Hanım da … der. İranlı bu kez kabul etmek zorunda kalır. Çorbayı Hz. Ayşe ile birlikte içerler.(114)
SAFİYYE’Yİ TESELLİ
Hayber’de ele geçirilen yahudi esirlerden Safiyye, Hz. Muhammed’le evlenir. Babası ve önceki kocası yapılan savaşta müslümanlar tarafından öldürülmüşlerdir. İlk gecelerini anlatırken Hz. Safiyye,
- “Allah’ın Elçisi sabaha kadar benim gönlümü almaya çalışmakla vakit geçirdi. Ne yapayım, senin baban bir türlü beni rahat bırakmadı. Bütün Arapları bizim aleyhimize biraraya getirmeye çalışıyordu. Haklı olduğu halde yine de benden defalarca özür diledi”, demektedir.(115)
KÖLE VE CARİYE
Hz. Ali ile Hz. Fatma evlenmek üzeredir. İkisini birden karşısına alarak öğüt verir.
- Ey Ali, kızımı sana cariye olarak veriyorum, ama unutma sen de onun kölesisin. (116)
DOYMADIN MI?
Mescid’e yakın bir yerde Habeşistanlı zenci müslümanlar yerel bir oyun oynamaktadırlar. Hz. Muhammed’in aklına eşi Ayşe gelir. Eve gider ve
- Ayşe, gel sen de seyret, der.
Hz. Ayşe, oyunu:
- Ben de yanağımı Allah’ın Elçisinin omuzu üzerine koyarak seyretmeye başladım, diye, anlatır.
Oyun uzun sürer, Hz. Muhammed arada bir
- Doymadın mı? diye sorar. Hz. Ayşe kendi deyimiyle “Bana olan sevgisini denemek için”
- Hayır! diye cevap verir. Hz. Muhammed yorulmasına rağmen sesini çıkarmaz. Ayak değiştirerek dikilmeye
devam eder.(117)
AĞZININ DEĞDİĞİ YERDEN
Hz. Ayşe ile beraber yemek yerken özellikle dikkat eder. Bardağın Ayşe’nin içtiği yerinden su içer … Et yiyorlar Ayşe’nin ısırdığı eti elinden alır, onun ağzının değdiği yerden ısırır. Kendi elleriyle Ayşe’yi yedirir. (118)
EN ÇOK AYŞE HÜMEYRÂ'YI
Kalabalık bir grup içindedirler. Bir arkadaşı uzun bir zamandır merak ettiği bir soru sorar.
- Ey Allah’ın Elçisi! En çok kimi seviyorsunuz? Cevapta hiçbir çekingenlik ve kompleks yoktur.
- Ayşe’yi.
Aynı soru evliliklerinin başında Hz. Ayşe tarafından da sorulur.
- Beni nasıl seviyorsun.
- Kördüğüm gibi.
Hz. Ayşe aldığı cevaptan o kadar hoşnut olur ki ilerleyen yıllarda sık sık sorusunu yineler.
- Ey Allah’ın Elçisi! Kördüğüm ne alemde?
- İlk günkü gibi! (119)
Arap toplumunda ve daha sonra İslamı kabul eden bütün toplumlarda kadın, O’nun getirdiği dinle akıl almaz bir sürede tanınmayacak bir toplumsal statü değişikliği yaşar. Adeta en alttan en üste yükselir. Bu büyük toplumsal devrimin itici gücü doğal olarak Hz. Muhammed’in sözleri ve kendi eşlerine karşı olan davranışlarıyla ortaya koyduğu canlı modeldir.
adına yakışır güzellikte duygular sel olup akmış
rabbim seveninle sevdiklerinle beraber eylesin
iki cihanda tüm güzellikleri ihsan etsin gönlü güzel kardeşim sevgiler allah aşkı ıle yanan yüreğin kalemin daim olsun (10 )puanımla taçlansın saygılar ..
bu duygunun, bu ilhamın, bu çoşkunun kaynağı ne?
bu sorunun cevabı 'HÜMEYRA' olsa gerek.
kutluyorum, kutlu şaireliğinizi ve şiirinizi...+10
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
ÇOK GÜZEL DİZELER BUNLAR . HÜMEYRA KAVAK.USTA KALEMİNİ VE O GÜZEL YÜREĞİNİ KUTLUYORUM. PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKKÜRLER. SAYGILARIMLA. EROL SAGUN.
Bu şiir ile ilgili 200 tane yorum bulunmakta