Bozuk bir plak gibi aynı nağmede takılan,
Hayal ürünü ütopyaların mağduruyuz.
Aynaya yansıyan çığlık kadar sessiz,
Tuvale çizilen gök kadar ıssız,
Dilencinin bahtı kadar yoksulken,
Sekeratta ölümden bekleriz medet.
Zembereğin kolunu sahiplenen beyinler,
Yitmeyen ümitleri yeşertmek için,
Yeniden kurarak zamanı,
Kaf dağı kürsüsüne tünemiş,
Huma kuşu gibi seslenmeli tarihe:
Ey yokluğa oba kurmuş hoyrat bekçi;
Talih denen kara örtüyle kapatıp imdatları,
En büyük gücüm, gölgeme çattın.
Başağa, sürülmeyen hozanlar hasret.
Yeşile, gazeli olan hazanlar.
Yük olan ye'si atmak için
Silkeledikçe omuzlarını bir müddet,
Viraneler, ardında aşkı bırakır.
Sıyrılır maddenin ağırlığından,
Bir safak kızılliğında elbet.
Kayıt Tarihi : 8.1.2022 13:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Harun Öz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/08/huma-kusunun-golgesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!