Hüma
Ankalar doğar mı küllerinden
Sokaklardan yârim geçer mi
Sen nasıl bu kadar taze ekmek kokusu
Sen nasıl böylesi aşksın, bilmem
Serpiştirirsin yeryüzüne bereketli tohumları
Ben ise toprağına mahkûmum
Filiz oldukça öpüyorum kelebekleri
Toprağı yararken bakıyorum hayata
Koşturanlar, meydan okuyanlar kim sana
Söylesene Hüma
Sen nasıl böyle anne duası
Sen nasıl bu kadar yollara meftun
Sen nasıl böylesi muazzam
Böylesi Cennet Meyvesi
Kelebek değilim, konamam Japon Güllerine
Ben kör değilim görürüm ruhunu karanlığın iizlerinden
Ah bilemezsin zihnime geldiğinde
Gökkuşakların doğuşunu
Kumru öpüşmesidir dudakların
Ben sevdiklerini gömen insan değilim
Rüzgârlara verdim saçlarımı
Ah söylesene Hüma neden bu kadar güzelsin
Nasıl bu kadar sevda bohçası,
Kelamını tamamlamak için koşar adımla gelir harfler
Bir fotoğraf bir kadını ağlatır bir yerlerde
İniltiler vurur göğe, sonra yerini alır hıçkırıklar
Eşyalar eskir, İnsanlar ölür Hüma sevdalar değil
Sen neden bu kadar aşk meselesi
Nasıl bulurlar sesini
Hangi ejderhanın dem ateşi
Söylesene Hüma, kimler göğsünde saklar adını
Sen çerağ güzelliği
Ömrün müjdesi
Korkmuyorum siyah gölgelerden
Meydan okusalar da hayata
Ben varlığına inanırım Hüma
Öğütülmeden duran anılarımıza
Söylesene yok oluş, aldanış, vazgeçiş neden
Sen ki rüya bahçesi
Sonbahar doğduğun günün müjdesi
Bitmeyen mum ışıkları
Ruhumu okşayan rüzgâr esintisi
Söylesene sen nasıl böylesi harabenin içinde inci tanesi
27.05.2023
Huri Çalışkan
Kayıt Tarihi : 27.5.2023 11:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne mutlu, yüreklere umut olabilen tüm ayaksız, yükseklerde dinlenmeksizin sürekli uçan, asla yere değmeyen Hümalara…Yüreğin kapısı hep aralık kalsın!
TÜM YORUMLAR (2)