hülyalarımın kuytusunda uyuyakalmışım,
mahzenin yıkıntı sarkacını kaç örümcek sarmış
yoksul bir kâbusun karmaşasıyla hatırlattığı
satranç karelerindeki taşlar ardımda durmakta
yıldızlardan inen kinli aydınlıkta
yâdımda ise geçmişin an be an sorgulanışı.
mevsimler simsiyah yaslar serpti ovaya
silinen kelimeler ve serin bir vaha
ve doğumu kendince yorumlayışın senin
şu şafağa dönüşen çorak nefsime
acıya çullanırcasına cebren girdin
fikrimizi sarsan depremler yerine
uçmaya yanaşmasam da uçurtmanın vakti geldi
uçsuz bucaksız kuşkular ocağına ağımı ördüm
feleğin halifesiysem eğer, aynada kendimi gördüm
sırça sarayımın tavan arasında yarım ay oturur
ben erguvan tohumları gibi titriyorken
çocuğun elindeki müsvedde içime sokulur.
Kayıt Tarihi : 29.6.2005 17:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!