Hukuk Görünümlü Hukuksuzluk

Önder Karaçay
1808

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Hukuk Görünümlü Hukuksuzluk

Mızrak çuvala sığmıyor artık.

Hukuk görünümlü hukuksuzluk ya da zulmün hukuku.

Sömürgeci sermayenin çıkarlarını koruma ve kollama aracı olan siyasi iktidarların her yasası ayak bağı olmaya başladı.

Hukukta keyfilik demek lazım bunun adına.

1950 yılında başladı bu beşer şaşar adaletsizlik ve vicdansızlık.

Bir yasa her okuyanın başka bir anlam çıkardığı bir belirsizlik içeriyorsa hukuk adına yetkili olanların bile farklı yorumlarla bir çatışma ortamı üretiyor ise o yasa birilerine çıkar sağlama yaşasıdır.

Örneğin Anayasa'nın 101. maddesi çok açık ve net bir biçimde bir Cumhurbaşkanı en fazla iki kere seçilir dediği halde yorum farkı adı altında buna hukuka uygun diye kabul gören anlayış kime hizmet amaçlı bu hukuksuzluğu üretti?

Yasa herkesin hakkını eşit ve kimseyi ayırmadan kayırmadan koruyor ve yargılıyor ise yasadır.

Onun dışında bir dayatma aracıdır.

Sömürgeci sermayenin on yıldır belgeli hırsızlık yaptığını kitap yazarak hatta kitapla muhtıra vererek ihbar ettiğim halde ne yasa ne de yasaları uygulaması gerekenler bunun üzerine gitmediler.

Yasama yetkisini tanımsız, sınırsız ve sorumluluk yüklemeden bir kişiye veren bir yasayı yapmanın ne anlamı var.

Burası bir kabile ve bütün yetki kabile reisinde deyin olsun bitsin.

Fiili durum bu derece vahim hal aldı.

Keyfilik bir kere başladı mı onu durdurmak mümkün değildir. Neden çünkü öteki de keyfilik hakkından gücü ölçüsünde fayda sağlamak ister.

Biçimsel yönü fecaat. Eşitlik yönünden bakınca bir başka felaket ile karşı karşıya geliyorsunuz.

Kapital ekonomi politiği üretim ve hizmet araçları ilişkisi üzerinden sermayeyi her koşulda koruma ve kollama altına almak ve emeğin hakkını sermayeye yedirme hukukunun ürettiği adaletsizliği Anayasa mahkemesi ile teminat altına alma rezaleti yaşandı bu ülkede.

Mobbing davam Önder Karaçay'ın şahsi davası değildi.

Türk ulusuna yapılan kötülüğün ve iki yüz bin bankacıya yapılan yasal tefeciliğin işlediği ayrımcılık suçlarının yargılanması ve bu zulmün son bulması adına adalet adına büyük bir fırsattı.

Birilerinin engeline takıldı ve bir adaletsizlik daha ürettiler.

Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabı bunların yaşanacağını önceden gördü ve ona uygun tüm alternatif seçenekleri mücadeleden sonuç alma adına bilinçli bir şekilde uyguladı.

Haklı olduğunu biliyordu ve sonuna kadar gidecek ve bu zulmü ibretlik bir şekilde bitirecekti.

Nitekim öyle oldu.

Ne dedi ise hepsi doğru çıktı ve kazandı.

Türk ulusu adına adalet dağıtamayanlar sermaye çıkarını Türk ulusunun çıkarından üstün tutanlar kaybetti.

İşsiz bir Türk genci Türk ulusu ve insanlık adına en acımasız vahşilik sermayeye karşı kazandı.

Kaybettiler ve yıkılıyorlar.

Hakkın karşısında hiçbir maddi güç dayatmacı bir zorbalığa soyunmuş ise kazanma olanağı yoktur.

Devamı bütün insanlığın önünde göreceğim demiştim.

Gördüm ve adalet böyle sağlanır diye tarihe bunu Türk adına yazdım.

Sermaye sömürüsü ve iktidar sopası ise kaybetti ve tarihe bu utanç ile geçtiler.

Türk ulusu keyfilik hukukunu tanımaz.

Bugün ki adalet anlayışı sermaye karşı hak arayamama sistemidir.

Benim davalarımın tümü bir hukuk skandalı ve garabeti olarak tarihe geçti.

Müdahale ettiler ve karşılığını gördüler.

Müdahale edenlerin ve müdahale ettirenlerin yargılanacağı günler gelecek.

Hiçbir banka veya sermaye ve sahibi haktan üstün değildir.

Hele hırsızlığı suç üstü yakalanmış olanların hiç değildir.

Geri adım atmış mücadele etmemiş olsaydım böyle gelmiş böyle gidecekti.

Hırsızlığı gördüm ve şahit oldum bu şekilde yaşamam mümkün değildir.

Bu adaletsiz düzeninde bu şekilde yaşaması mümkün değildi.

Kendi sonlarını kendileri getirdiler.

Kendim için sadece hakkım ne ise onu istedim. Anayasa mahkemesi görüşmeden reddetti.

Türk ulusundan çalınanların geri iade edilmesini ve bu hırsız sermeye sahiplerinin korunmaması gerektiğini bunun adalet olmadığını talep ettim nedense bu karşılık görmedi.

On yılda adalet mücadelesi veriyorum bir hukukçu kadar bilgi birikimi edindim. Şimdi adaleti yerine getirmeyenlere ders veriyorum.

Anayasa mahkemesi ve diğer mahkemeler sermayeye bağlı mı hizmet veriyor?

Bunun yanıtını kim verecek?

Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 25.7.2024 10:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Halkımız;
    "Kitabına uydurmak" der,

    Bir yasayı, hukuk metnini "kendine yontma" işini!
    Maalesef "kişiye özel" yorum,
    Birini "koruma kollama" amaçlı zorlamalar günümüz gerçeğidir!

    İşte bu yüzden "DEMOKRASİ"
    Hukuk
    Ekonomi
    Uluslararası ilişkiler eksik, yanlı, şirazesinden çıkmış!

    Kimi koruyor
    Kim yasaları, hukuku "sopa" niyetine kullanıyor

    Apaçık!

    Bu yüzden inandırıcı değiliz,
    Ciddiye alan yok, bizi...

    Tebrikler Önder Kardeşim..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)