huzura varıp selamımızı ilet ey saba yeli
bağrı yansın fecrin heyecandan
ışıklar salkım saçak mutluluğa gömülsün
hoş gelsin bir sahur vakti
sefalar getirsin on bir ayın sultanı
daha kutsi olsun kandillerimizin lemaları
gök sırları avuçlarımız da kemale ersin
yedi iklime ulaşsın tadı muradımızın
eshab-ı keyf uykuları lezzet bulsun gözümüzde
sevinçler boğazımızda düğüm düğüm
yalınayak bir derviş gibi dizlerimizde derman
bir fermanla taze cezbelere tutulalım
dudaklarımıza konsun mübarek heyecanlar
yedi kat göklerden zerre zerre şualar dökülsün
şimşek parıltıları yayılsın seccadelere
sürur kervanları alıp götürsün yeşeren umutlarımızı
vadimizde ki yediverenlere yağmurlar insin
sırılsıklam müjdeler dolsun sükutuna hayallerimizin
kadim bir dostu karşılar gibi kucaklasınlar bizi
meşklerle tutuşsun ezanlarımız ihsan vakitlerinde
biçilmiş ekinler gibi lütuflar devrilsin yüreklerimize
rahmet çeşmesi sevince boğsun kusurlarımızı
bendini yıkan bir sel gibi çağlasın içimizde
ırmak ırmak akıp gitsin günahlarımız
cevherlerce ısıtsın suretlerimizi sabah akşam
sersefil suçlular gibi kurtulalım prangalarımızdan
hücrelerimizi aydınlatsın mahyalar bir bir
ilelebet açılsın sırr-ı hilkat perdelerimiz
imsak saati sokaklarda dolaşsın pervaneler
melekler kaldırsın sahurlara uykularımızdan
akşamın ikramı olsun iftar sofralarımız
ruhlarımızı mest eden envai kasideler okunsun
kanıncaya dek içelim bengisu pınarlarından
bir nefesçik berhudar kalsın ciğerlerimiz
minarelerimizden müteaddit şahadetler yükselsin
çoğaldıkça çoğalsın tazarruları kalplerimizde
tüm mevcudatı yaksın bir alev gibi kavursun
en mükerrem nimetler konulsun tabaklarımıza
gönül pasımızı temizlesin avuçlara yağan nur
imsaktan başlayarak ta güneş batıncaya değin
nergis sarısı süzülsün sevda şehrimize
fa tellerimize dokunsun ilahi aşkın her nevisi
kırkıncı kapıdan kırk kere essin niyazdar yeller
aynı düğümle bağlansın bitmeyen özlemlerimiz
nefesi aşk kokanlar söylesin ilahilerimizi
methiyemizi yapsın bir gülbahar mevsimi
esenlik serpilsin en amansız yaralarımıza
takvim yaprakları göstersin uhrevi akıbetimizi
vakarımızı bozmadan yürüyelim defalarca
kasame yapsın bir tas çorbası olanımız
binnaz ile sarsılıp gözyaşlarına boğulsun gururumuz
hesaba çekerek kendini sızlasın inkisarımız
dimağımızı sarhoş eden reca sessizliği alevlensin
karanfil misali koksun nefesimiz
en münakkaş eşkaller gözlerimize vursun
en hikmetli hakikatler kulaklarımıza dolsun
hulasa yepyeni ihyalar yaşansın bağrımızda
secdelerimiz cennet bahçesine dönüşsün
reyyan kapısı açılsın sonuna dek
sıcak esintilerle dolup taşsın hanelerimiz
ruyi zemininde huzur bulsun ruhlarımız
bir büyüden fışkırmış rüzgar eteklerini doldursun
uçursun gök mavisi bulutlara doğru düşlerimizi
mor salkımlı ışıklar dağılsın küre-i arzımıza
aklımızı tezyin etsin zişan ceryanlar
nurdan kıvılcımlar dağlasın mihrabımızı
milyonca sevap havalansın secdelerimizden
hamd-u senayla başlasın iftarımız
bir bardak çayla samimi sohbet koyulaşsın
nefislerimizi oruçlar kessin adak niyetine
Muhterem Efendimize ulaşsın salavatlarımız
tecdidi binlerce kırmızı gül tohumlansın
al rengiyle neşelensin mukaddes beldelerimiz
en makbul haletle okuyalım kur’anları
nisan yağmurları dolu dizgin yağsın üzerimize
nur tanelerine gark olsun kadir gecemiz
bir izinle ta sabaha dek insin melekler
hususi hediyelerle teklif etsinler kurtuluşumuzu
istiğfarlarımız huzur yüklü bulutlar getirsin
tövbe tövbe kalbe vursun af dalgaları
saadet kervanlarımız yol alsın arş-u alaya doğru
kimsenin görmediği tecellilere gark olsun ufkumuz
kimsenin işitmediği sedalarla sıvazlansın şuurumuz
başımıza taç imanımıza yoldaş olsun
açılsın firdevs cennetinin sekiz kapısı
sönsün nar-ı cahimin harlı ateşi
zincire vurulsun şeytanların cümlesi
sefalar getirsin dünyamıza on bir ayın sultanı
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 8.6.2021 11:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!