Hücre Şiiri - Ayhan Yavuz Açıkgöz

Hücre

Ruh çamura saplanır, bahçede cismin yürür
Kimi volta atarken kimi yatakta çürür
Hiç kalkmayacak gibi gözüne perde iner
Ne kahkahan durulur ne de gözyaşın diner

En yüce dağlar bile zor görünür dumanda
Heybetlik ne demekti, o da yiter zamanda
Unutursun saymayı, bilmezsin kaçtı şafak
Sonun ya dört duvardır ya da bir karış toprak

Aklına gelir gibi olur eski sevdiğin
Şimdi ölüm evlilik, her cenaze bir düğün
Yakınlar uzak olur, uzaklar ulaşılmaz
Bu dağ vuslat dağıdır, istesen de aşılmaz

Ne kızgınlık ne nefret ne de bir kin duyarsın
Mutsuzluğu sessizce yüreğine koyarsın
Gözkapağın aralık, baygındır bakışların
Yazların fırtınalı, güneşlidir kışların

Bakmaz olur gözlerin kapıdan girenlere
Kulağın tepki vermez bağıran sirenlere
Adımların yavaşlar kımıldamaz kolların
Yönler belirsizleşir, sağa benzer solların

Bir şarkı mırıldanıp, bir ıslık çalmayalı
Ne kadar uzun olmuş düş kurup dalmayalı
Kazma kürek tutmayan ellerin yumuşamış
Yalnız özgürlük değil, güç de seni boşamış

Gözlerinin ferinde ne bir umut çizgisi
Ne de kalbinde kalmış sevdanın belirtisi
Kadın, erkek, yaşlı, genç, hepsi birdir gözünde
İnsan değildir insan, sevgi yoksa özünde

Ey umutsuz kardeşim, ey azap duyan beden
Hakktan umut kesilmez, böyle söylüyor giden
Kapansa da kapılar, açılır bir pencere
Zaman gelir yıkılır, çürüdüğün bu hücre

(istanbul-2005)

Ayhan Yavuz Açıkgöz

Ayhan Yavuz Açıkgöz
Kayıt Tarihi : 9.1.2007 17:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Saadet Ün
    Saadet Ün

    Ruh çamura saplanır, bahçede cismin yürür
    Kimi volta atarken kimi yatakta çürür
    Hiç kalkmayacak gibi gözüne perde iner
    Ne kahkahan durulur ne de gözyaşın diner

    En yüce dağlar bile zor görünür dumanda
    Heybetlik ne demekti, o da yiter zamanda
    Unutursun saymayı, bilmezsin kaçtı şafak
    Sonun ya dört duvardır ya da bir karış toprak

    Aklına gelir gibi olur eski sevdiğin
    Şimdi ölüm evlilik, her cenaze bir düğün
    Yakınlar uzak olur, uzaklar ulaşılmaz
    Bu dağ vuslat dağıdır, istesen de aşılmaz

    Ne kızgınlık ne nefret ne de bir kin duyarsın
    Mutsuzluğu sessizce yüreğine koyarsın
    Gözkapağın aralık, baygındır bakışların
    Yazların fırtınalı, güneşlidir kışların

    Bakmaz olur gözlerin kapıdan girenlere
    Kulağın tepki vermez bağıran sirenlere
    Adımların yavaşlar kımıldamaz kolların
    Yönler belirsizleşir, sağa benzer solların

    Bir şarkı mırıldanıp, bir ıslık çalmayalı
    Ne kadar uzun olmuş düş kurup dalmayalı
    Kazma kürek tutmayan ellerin yumuşamış
    Yalnız özgürlük değil, güç de seni boşamış

    Gözlerinin ferinde ne bir umut çizgisi
    Ne de kalbinde kalmış sevdanın belirtisi
    Kadın, erkek, yaşlı, genç, hepsi birdir gözünde
    İnsan değildir insan, sevgi yoksa özünde

    Ey umutsuz kardeşim, ey azap duyan beden
    Hakktan umut kesilmez, böyle söylüyor giden
    Kapansa da kapılar, açılır bir pencere
    Zaman gelir yıkılır, çürüdüğün bu hücre
    ...............................................

    Şiir öylesine düşündürücü ki... dünyanın faniliği, insanın faniliği..............
    Biz neyiz ki... hiç mi aklımıza gelmiyor başka ölümleri duyarken ya da görürken bizimde o durumda olacağımız... Ne zamana kadar yaşayacağız... tarih saat ve an bizim elimizdemiki....
    Belki bir saat sonra belki bir saattende yakın... ya da hemen....an... bir anda...

    Rabbim bizleri affetsin diyelim ve dua edelim.

    Kardeşim şiirin çok güzel. Kendimizi sorgulamamız gerektirdiğini hatırlatıyor...

    Yüreğin dert görmesin. Kalemin daim olsun.

    Saygımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ayhan Yavuz Açıkgöz