Hoşçakal anne Şiiri - Özgür Özdemir 4

Özgür Özdemir 4
30

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hoşçakal anne

canım
bugün sen gideli üç yüz altmış beş gün
üç yüz altmış beş gündür demir bir tarakla
taranmıyor tenin
üç yüz altmış beş gündür gelmiyor
oğul geliyor işte dediğin
üç yüz altmış beş gündür felaketim felaketim

canım
gittiğinde hiç acı çekmedin
belki de bilmedin bile gittiğini
hep düşünürdün ya nasıl can vereceğini
usulca düştü düştü boynun omzuna
kapadın gözlerini
verdin işte canım sende anlayamadın bizde

kızgın bir demir saplansaydı yüreğime
bu kadar acımazdı yüreğim yinede
çocuklar beni eve götürün derken
yani sen ölmeden birkaç saat önce anne

morg dan korkardın ya
seni orada tutmadık canım aldık hemen
ellerin soğumadan daha
hiç bulunamayan kanın donmadan
canım bütün çocukların o gün
oradaydı
hiç gelmeyen Emriye bile baş ucunda
anlamadı en büyük cezayı verdin aslında
birkaç kaşık çorbayı yutmadan daha
veda etmekle yaşama

canım
son bir gündür giremedim odana
acılarına dayanamadığım içindi
yanlış anlama

bir pazar gününün karla güneşin
saflığında
aldık seni tüm sevenlerin yanındaydı
tabutuna kapanıp ağladık Özayla

canım
seni evine sağ salim getirememiştik ama
sonsuza kadar suskun bedenini yatırdık odana
işte yatmaktan usandığın
yatağının yanındasın
işte hava makinan nefesin kesildiğinde
çare diye sarıldığın
yarım kalan ilaçların poşetin içinde
duvarda asılı saatin
ve solgun ellerin
yüzüne en son baktığımda güler gibiydin
güller gibiydin

canım
beni ellere yıkatmayın demiştin ya
ölürsem bir gün olur ya
kızların hiç kimseye bırakmadı seni
inanmasan da
hiç incitmediler kar beyaz tenini
kokladılar öptüler son vedada ellerini
hani beyazla karışık kınalı örgülü saçlarında
ufacık bir saç tokasını almayı unutmuş
hastane personeli
onu aldı saçlarından
kızın reyhan
ondanda ben aldım birkaç hafta öptüm kokladım
sonra Özay a verdim saklasın diye
kokun var diye
ama taktığın hacı yüzüğünü kimseye vermen
o bende anne

canım
hepimiz çok ağladık
kızın Naciye öyle bir koştu ki ardından
sen sevdiklerinin omzunda giderken
zor tuttular kızını
en çokta ardından reyhan ağladı

kızın reyhan öldüğünde çenene bağlanan
beyaz eşarbı bulup göğsüne basmış
kimseye söylemedi
ben göğsümü tutarken
odaya gidip ağrıdan bazen açlıktan
beline dolayıp karnına çektiğin eşarbı getirdi
al göğsüne koy
eşarpta annem kokuyor
işte o zaman öğrendik eşarbının birinin kızının
göğsünde olduğunu

canım
seni; yılllarını verdiğin, tırnaklarınla kazıdığın
ömrünü tükettiğin evinde,çok fazla ağırlayamadık
bağışla
bir an önce toprağını istermiş ölenler
öyle dedi büyükler

gitmen bizim için öyle ani oldu ki anne
bildiğimiz halde
hazırlayamadık kendimizi ölümüne

dediğin gibi Alaşar’a götürdük seni.
orayı seviyordun ya
hemen yolun kenarında
toprağın yumuşacık
bir çakıl taşı bile yok toprağında
korkma
tahtaların kalın anne istediğin gibi
küçük oğlunla koyduk seni sonsuzluğa
incitmeden Özayın yastık yaptı sırtına
topraktan ama
yüzünü güneşin doğduğu yana çevirdik
birde ala çam var ayak ucunda
o gün akşam namazına kadar bekledik anne
korkma
gittiğinin bir gün sonrası çok yağdı
rahmet dediler
toprağına naylon getirdim günahmış
örttürmediler ama ben yinede örttüm anne
ıslakta yatamazsın diye

canım bugün sen gideli
üç yüz altmış beş gün
o kadar özledim ki öpülesi ellerini
gülümsemeni
acı içinde gülen gözlerini anne...

Özgür Özdemir 4
Kayıt Tarihi : 15.12.2013 21:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


ölen bir annenin ardındaki gerçek çığlıktı hoşça kal anne.......

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Özgür Özdemir 4