O an, çok uzak diyarlarda,
Bir masal ülkesinde, yahut unutulmuş mısraların arasında,
Gizlenmiş, eski bir kitapta değil,
Veda etmek, yani azizim,
Son sözü söylemek için, sığındığım o Pera'dasın.
*
Bir gölge misali, sahne ışıklarının sönüşü gibi,
Belirip bir saniyelik, ardına bakmadan yitip gittiğin,
Sessiz ve artık sensiz hikayenin, bitiminde durmuşum.
Son tiradın yankısıyla, dönmeni gözlüyorum,
Kapandığın o odalardan.
*
Epeydir uğramıyor, ilham perileri.
Sokaklar, adını fısıldamaz oldu.
Menekşeler kurudu ardından.
Ardından miras kaldı, bu devasız suskunluklar.
Dön de, bunca satırdan sonra,
Bir son söz gibi, düş sayfama,
Beni çek, götür zihninin derinliğine,
O bitiş hüznünü, tadayım ruhumda...
*
Her gece, perde indiğinde,
Yokluğunu izliyorum.
Susuyorsun, şehir de susuyor.
Derken, karanlık çöküyor.
Ben, hikayenin arka kapağına geçiyorum..
Bir sonraki baskının hevesiyle,
Okunacak bir gün hevesiyle geçiyorum...
*
Eskimiş ciltlerin aralarından,
Unutulmuş harfleri topluyorum, her şafak,
İşitemezsin, seziyorum..
*
Mum eriyor,
Soğuyan masada, ben tükeniyor...
*
Mürekkep kurudu artık hokkada,
Kalem küstü kağıda.
Ne yazılsa nafile, ne söylense boşlukta.
Bir nokta konuldu, cümlenin sonuna.
*
Ayak sesleri, uzaklaşıyor koridorda,
Seyirciler, terk ediyor salonu yavaşça.
Yalnız, replikler asılı kalıyor havada.
*
Direnmek yersiz artık, akıp giden kurguya,
Senaryo bitti, dekorlar kaldırılıyor.
Gerçeğin soğuk yüzü beliriyor.
*
Ve işte son, ve işte mutlak veda.
Kapanıyor kapılar, ardı ardına.
Hoşça kal, hoşça kal hatıra...
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 23:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!