Bir film izledim bir gün, acını gördüm, acımı gördüm perdede. Günlerce kapına geldim. Evden çıkışını gördüm. İnsanlara nasıl baktığını, nasıl yürüdüğünü gördüm. Aynı benim gibiydin; yetişecek bi yerin yoktu. Bakmıyordun insanların yüzüne aradığın biri yoktu. Kolunda saatin yoktu zamanın bi önemi yoktu. Kimse gibi gidiyordun gittiğin yere, zaten gittiğin yerde de senin için kimse yoktu. Tam da benim gibi susuyodun gittiğin heryerde. Söylicek sözün yoktu. Ağzını açsan sövecek gibiydin. Herkese yabancı gibi bakıyodun. Tesadüf mü sandın senin barında işe başlamamı. Her gece bir sürü ayyaşla uğraşmamı. Haklıydın bi işim vardı zaten ne işim olurdu barda. “Sendin işim” Bugün karakol çıkışı yaralarını sarıp öpmemek için zor tuttum kendimi, canım yandı. Ama sana dokunduğum an tanırdın beni, bilirdin senin gibi yaralı olduğumu sabah evine geldiğimde gördüm, kapıda biriktirmişsin aşkımı. Okumadığını görüp cesaret aldım daha açık yazıyorum Adam. Bana neden Adam diyosun diye sormuştun, o dediğinden az bulunuyo çünkü bulunca da demek lazım. Bugün bi balığın ölüsüne baktığında vazgeçtim senden Adam. Biz yaşayanların sana verecek bişeyi kalmamış. Bu sana son mektubum. Ben yaralarımı sardım öyle geldim sana. Sen yaranın nerde olduğunu bile bilmiyosun. Cebimde bi tek hoşca-kal yoktu sana. Ben uyurken koymuşsun cebime.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta