HOŞ GELDİNİZ
Gelene hep hoş geldiniz denir,
Hata tek küçüğe mahsus değildir,
Hatalısınız belki,
Büyüksünüz ama evime geldiniz:
Hoş geldiniz!
Kapıya geleni geri çevirmemeyi siz öğrettiniz:
Hoş geldiniz!
Yaşınızla – gözyaşınızla geldiniz,
Ne iyi ettiniz gelmekle bir bilseniz...
Siz, hep ceviz kadar serttiniz,
Hep mağrur ve çetin;
Bir, hayatın önünde eğildiniz,
Yaşınıza – başınıza bakmadı hayat öyle mi,?
Bu el pençe divan siz misiniz?
Ne de olsa sizde küçüksünüz hayattan yaşça.
Sözünüz altındır,
Bakışınız gümüş,
Susuşunuz tunçtur
Ama hayattı işte göğsünde dövüştüğünüz,
Duyarlılıktı belki küskünlüğünüz,
Aynı tecelli;
Siz de hayatın elini öptünüz.
Madem kapıma kadar geldiniz,
Seriniz de - sırınız da başımın tacıdır...
Hata, kula dikilmiş doğarken,
Kimi ak - kimi kara;
Siz ki geldiniz
Şimdi ben nasıl dağları yol,
Ayıbı eda,
Ezayı sefa saymamayım,
Nasıl geri çevireyim sizi kapıdan?
Gözyaşınıza tuz olurum,
Kusurunuza kaftan,
Özrünüze mihmandar...
Geri çevrilmez gelen kapıdan,
Öyle durmayın içeri girin lütfen,
Büyüğümsünüz ne de olsa:
Hoş geldiniz...
3 Nisan 2007 / 23:34
İstanbul / Fulya
Kayıt Tarihi : 18.12.2011 01:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!