Hoş geldin sonbahar Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1261

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Hoş geldin sonbahar

gelişinle indi gökten yağmur geceye koşar adım
özlemle seni bekleyen çorak topraklardı
taş duvarları yosun tutmuş
bir parça etten müteşekkil kalplerdi
aylarca nasılda taşımışlardı onca ayrılığı

her gece yolu gözlenendin
farkında olmadan
en kuytulara uzanan
kocaman bir sevdaydın
düşerken güneşin soğuğu
üşüyen canlardı

inendin her seherin ufkuna
dünya yalnızlığına ebedi teselli diye dökülendin
tenezzüldü her nefesin
yürüyüşüne menzil diye tayin edilen
heyecanlardı

hoş geldin sonbahar

ilk adımdı
ellerinden tuttuğun eylül zamanları
içte patlayan bir volkandı
gönülleri sızlatan
hüzünlü bir keman nağmesiydi
her yadıyla taşlardı yanan
usulca kokusunu salandı
ıhlamur ağaçları

geceye inen ümit idi
sıcacık bir nazarınla ısınan sinelerdi
üşümesi geçmeye yüz tutmuş şehirlerin
avuçlarına aldığı rüzgarın uğultusuydu
dal uçlarında açan nar çiçeğiydi
yüzlere sinen tebessümdü
yanan ocaklarda tüten dumanlardı

yürekte görünen darlığı aşacak genişliklerdi
yırtılan göğün karasıydı
kainatın yüzüne saçılan yağmur bulutlarıydı
yeniden gelen
adı doğaya yazılan sen sonbahardın

hoş geldin sonbahar

sen gelince
yeryüzü sürgününden nur değdi şafağa
umut göğünden yıldızlar indi ufka
göğüste yalnızlığın kederiyle çırpındı kalp
her serin dokunuşunla

şimşekler deldi geçti gökteki denizi
saçlara düştü ilk yağmur
yaprak yüklenmiş dallara
ılık bir rüzgar sığındı
döküldü limon çiçekleri
sen gelince

daracık sadrında sonsuzluğun hasretiyle ağlayanlara
yeniden var olmayı vaat eden anlamlar sundun
suskunluğun kuyusunda dindirdin renkleri
ümidin göğsünde ağırladın arzuları
kışları dizinde dinlendirdin
göçebe kuşların kanatlarına astın telaşları
şehrin sisli sokaklarında kayboldun
kaybolan her gölgeyle

hoş geldin sonbahar

yavaşça ruy-i zeminin odacıklarında ağırladın
gizli sancıları
saklı sızıları
alın yazgılı hasretin menziline koydun yüzünü
yalınlığın secdesinde demlendi tüm duygular
göğsüne yasladın dertli başları kaygısızca

sessizce geldin
dal uçlarından uçtu gitti yapraklar
hiç gecikmeden döndün
yorgun düşlere nefha oldun
vaktin yüreğine mayalandın dirhem dirhem

şevk ile yürüdün tarhlarında bahçelerin
şavklar saçıldı yediverenlerinden
hasbi bir tebessüm
bir teşekkürün adı oldun
derin bir tevekkülün makamı oldun

zamanın kadim koridorlarında ayak izlerine rastlandı
lodosla başlanan dönemlere dalgalar vurdu
eylülün son mersini de yapraklarını düşürdü
turfa baharlara inat
kovulduğu kapıların önünde bekleşmekten yoruldu karayel
korlu ellerle uzandın şen şatır bahçelere

hoş geldin sonbahar

içinde ne hayaller ne resimler gizli
yalnızlığın közünü avuçlarında yana yana ağırla
dünya yolculuğunun sürgününü içine doğru başlat
vadileri adımla
içine doğru ışı
solmaya razı et yeryüzünü

geldiğin yerlerde
gökyüzünü kutlu bir başkaldırıya dönüştür
nefesinle tufanlar başlat
yıkılsın ışık sütunları pare pare
sesinle hece hece
ırmaklarca akıt saklı sancıları
gizli ahlarla
kirlenmiş avuçlardan göğe kaldır başları

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 19.12.2022 16:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan