Hocalı'dan Bir Çığlık Şiiri - Sevim Yakıcı

Sevim Yakıcı
17 Ekim... / Mavisine Siyah Düştü Gecelerimin.
85

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Hocalı'dan Bir Çığlık

Bazı çığlıklar vardır, sonsuzluğa yayılan
Yine ins soyundan gelenlerin sebep olduğu canhıraş feryatlar! .
Soysuzluğun abidesi şahsiyetsizliğin alamet-i farikası!
Zalimlerin en hınzır dayanağı olan zulümleri sonucu kainatı kaplayan çığlıklar!
Koskoca bir Kafkasya’yı zelzele yemişçesine inim inim inleten feryatlar!
Yine ins soyundan gelenler unutur da unutmaz dağlar taşlar.
Unutmaz bozkır gecelerinde parlayan yıldızlar
Arından utanıp yere kapaklanır da saikalar
Utanmaz mazlumları katleden vicdansızlar

Böyle bir giriş yapmak içimden gelmezdi aslında ortada bu kadar gerçekler varken. Keşke ben de unutabilsem, unutanlar kadar. Keşke her yıl dönümlerinde yüreğim şerha şerha yarılmasa. Keşke gözlerime kan yürümese. Keşke…
Ama mümkün olabilir mi? . Zerre miktarı vicdanı olanın unutması mümkün mü. Aklım hayalim almıyor benim.

Onurlu şerefli yüce milletim hak etmediği o kadar çok iddiaya maruz kalırken, hele de yine kendi içerisindekiler tarafından yargısız infazlarla kederlenirken, benim en ufak bir şeyi unutmamı kimse bekleyemez benden. Yaşadıkça ve nefes aldıkça da bıkmadan usanmadan yazacağım rabbime yeminim olsun. Yazacağım şimdi sustu sanılan tüm feryatların aslında kıyamete kadar nasıl susmayacağını. O çığlıklar ki, sanılmasın fezada kaybolup gider. O feryatlar ki sanılmasın kulaklarımızı tıkadıkça varlığı hükümsüz kalır. Heyhat! Vicdan sahipleri için ne büyük gaflet!

Tarihin bile anımsamaktan utandığı bir takvim. 26 Şubat günü Türk dünyası ve Azerbaycan için en acılı günlerden biri olmanın yanısıra aynı zamanda insanlık tarihi için de kelimenin tam anlamıyla siyah bir sayfadır. Bundan 12 yıl önce, yani o takvimler 25 şubatı 26 şubata bağlayan geceyi gösterirken, Azerbaycan`ın Hocalı kentinde sivil halka karsı Ermeniler tarafından tam anlamıyla bir katliam yapılmıştı. Aslında katliam kelimesi çok çok masumdur orada yaşatılanların tarifinde.

Bugün sözde soykırım iddialarıyla Türkiye`yi suçlayan Ermenistan`ın Devlet Başkanı Robert Koçaryan`ın direktifleri doğrultusunda Ermeniler Azerbaycan`ın Karabağ bölgesinde 7 bin kişilik nüfusa sahip ve coğrafi konumu itibariyle bölge için stratejik önemi olan Hocalı kentini ele geçirmek için 25 Şubat gecesi katliam gayesiyle harekete geçmiştir. Ancak daha öncesinde Gorbaçov’un direktifleri ile kanlı 20 Ocak 1992 de Karabağ Türklerinin elindeki bütün silahlar toplatılmış halk savunmasız bırakılmak sureti ile uygulanacak planlı vahşetleri için yeterli manevra düzeni sağlanmıştır. (Azerbaycan`da 'Kanlı 20 Yanvar' diye anılan, 20 Ocak 1990`de Rus işgalinde, gece yarısı Bakü`ye giren Rus tankları 1000`in üzerinde sivili genç-yaşlı, kadın-erkek demeden katletmişlerdir.) Buna mukabil bölgedeki işgalci Rus kuvvetleri Ermenistan’ın ise özellikle konvansiyonel silahlarla donatılması sağlanmıştır.

26 Şubat tarihli o kara günde ise Hocalı`nın işgali sonucu sivil, eli silahsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledilmiştir. Resmi verilere göre, o gece 613 kişi hunharca katledilmiş; bunlardan 83 çocuk, 106 bayan acımasız yöntemlerle işkence yapılarak öldürülmüştür. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmıştır. 26 çocuk tamamen ve 130 çocuk ise kısmen öksüz kalmıştır. Ermeniler şehitleri kendilerine mahsus özel acımasızlıkları ile gözlerini oyarak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştür. Küçücük çocukların bile gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve insanlarımız diri diri toprağa gömülmüştür. Hatta şehitlerin bir çoğunun cesetleri yakılmıştır.

Elbette daha sonraları, Hocalı`da soykırıma maruz kalan insanların bağımsız doktorlar tarafından tıbbi kontrolleri yapılmıştır.. Bu tarafsız Tıbbi araştırmaların neticesinde bir gerçek daha ortaya çıkıyor ki, bu sadece insanlığa karşı değil dünyaya yönelik Vandalizm olayıdır.. Çünkü söz konusu tıbbi komisyonun muayene ettiği cesetlerin çoğunun üzerinde Ermenilerin deneyler yaptıkları kesin delillerle sabittir. Sahi dini, dili, ırkı ne olursa olsun, insanların cesetleri üstünde yapılan deneyleri dehşete kapılmadan izlemek mümkün mü? .

Dolayısı ile Kafkaslarda bir insan nesli sırf inancından ve milli kimliğinden dolayı emperyal zalimlerce katledilirken, katliamcılara alkış tutan ve parlamentolarında sözde soykırım yasalarını alkışlayarak kabul eden devletlerin de zalimleri uluslararası siyaset arenasında destekleyerek zulme ortak oldukları unutulmamalı, unutturulmamalıdır.

Kaldı ki tarih boyunca Türk milleti hiç bir halka zulmetmemiş, bütün halkların haklarını korumuştur. Savaşırken bile merhamet, savaş kurallarına riayet, savunmasız masum sivillerin zarar görmemesi, hayvanlara, bikilere, su kaynaklarına ve tarihi eserlere zarar verilmemesi fikri hep ön plandanda olmasına önem vermiştir.
Bu gün elimizde bu kadar canlı kanıtlar olmasına rağmen, hala medeni dünyanın gözünün içine baka baka, geçmişimizi karalamaya kalkıp, üstelik hem suçlu hem güçlü mantığı ile sözde bir 'ermeni soykırımı' iddiası yapanlar size sesleniyorum:
Asil ve yüce Türk milleti tarihi boyunca 'emanet-i sıdıka' olarak bildiği ve hep koruduğu bu insanların her dönemde vahşetine maruz kalmıştır.
Çünkü Hocalı katliamı da diğerleri gibi soykırımın cüzi bir örneği gibi görünse de asırlar boyu tekrarlanan o bildik vahşetin günümüze izdüşümüdür!
Vahşettir!
Kıyamettir maruz kalanlara!
Cinayettir!

Aksini iddia edenler varsa buyursunlar derim.

Sevim Çakıcı (Kargülü ALMILA) ..
font face='Monotype Corsiva 'color='red' size='1'
Yazarın notu: (Bu olaylar size neyi hatırlatıyor? Lütfen sorgular mıyız benliğimizi. Özellikle bir kaç ay öncesine giderek)

Sevim Yakıcı
Kayıt Tarihi : 26.2.2009 13:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


YÜCE RABBİM TÜRKÜ KORUSUN! (HOCALI UNUTULMASIN)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Tamer Altıparmak
    Mehmet Tamer Altıparmak

    Karabağda Dert Hamuru Yoğrulur

    Soydaşlarım Karabağdan sürülür
    Ölen ölür ölmeyende sürünür
    Şehitlerim kefensizde gömülür
    Kağıt gamlı kalem gamlı ah'da çok

    Şehit kanı Karabağın süsüdür
    Alkanları toprağının gülüdür
    Azerbaycan bizim soyun özüdür
    Özüm gamlı Tamer gamlı derdim çok

    Kaçkınların çileside görünür
    Dünya neden sessizliğe bürünür
    Soydaşına yine Türkler üzülür
    Sizler gamlı bizler gamlı gamda çok

    Lafa gelir soydaşlarım övülür
    Hak vermeye sıra gelse dövülür
    Balalarda korktuksıra büzülür
    Genci gamlı bala gamlı çile çok

    İğne batsa insanoğlu uğunur
    Karabağda dert hamuru yoğrulur
    Ermeninin zulmü ilen kavrulur
    Gazi gamlı kaçkın gamlı figan çok

    Soykırımı ne yenilir ne yutulur
    Ermeniden birgün hesap sorulur
    Karabağda elbet toyda kurulur
    Gözüm gamlı bağrım gamlı zaman çok

    Mehmet Tamer Altıparmak

    Duyarlı şiirinize katkıda bukunmak umuduyla selam ve saygılar

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Muhterem Üstade Bacım.
    Bu duygulu Yazını daha önce de okumuştum. Her kelimesine yüreğimi basarım. Bu yazının bugün daha da anlamlı olduğunu düşünüyürum. Bu katliamın hâla kanı kurumadı. Gazzedeki katliamında.. Ama Batının yamyamları bizi soykırım yapmakla itham ediyor. Ya biz ne yapıyoruz?
    Bir suçluluk duygusu içerisinde, Dört dönüyoruz parlementolarından soykırım kararı çımasın diye..Çıkarsa çıksdın. Suçumuz yok ki gocunalım.
    Ermenilerle iyi geçinmek için de aynı çabalar.. Nerdeyse yalvaracağız.. Bu telaş beni kahrediyor..Bizim Ermenilere ne ihtiyacımız var..
    Ama onların bize ihtiyaçları var. Onlar yalvarsınlar. Yaptıklarından özür dilesinler. Karabağdan çekilmedikce iyi komşuluk ilişkileri olmaz diyecek bir idare nerede..Bunu için diyorum ki Bu milletin Okuma yazma bilmeyenleri bile bizi idare edenlerden tam elli yıl ilerde...
    Selam ve saygılarımla Rabbime emanet olunuz.

    Cevap Yaz
  • Bilal Özcan
    Bilal Özcan

    Asil ve yüce Türk milleti tarihi boyunca 'emanet-i sıdıka' olarak bildiği ve hep koruduğu bu insanların her dönemde vahşetine maruz kalmıştır.
    Çünkü Hocalı katliamı da diğerleri gibi soykırımın cüzi bir örneği gibi görünse de asırlar boyu tekrarlanan o bildik vahşetin günümüze izdüşümüdür!
    Vahşettir!
    Kıyamettir maruz kalanlara!
    Cinayettir!

    Aksini iddia edenler varsa buyursunlar derim.

    duyarlı yüreğinizi yürekten kutlarım muhabbetle

    buda benimki

    Destan-ı Türk

    At bindik, at sürdük,
    Yay gerdik, ok attık,
    Merde değil, namerde kılıç çektik,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Hunlarla tarih sahnesine çıktık,
    Oğuz Hanla destanlaştık,
    Kürşat’la aşılmaz Çin setini aştık
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Göktürklerle ilk ismimizi aldık,
    Orhun da abideyi belgeyi yazdık,
    Ural’ları aşıp Avrupa’ya vardık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Sal-tuk Buğra Hanla İslam olduk,
    Dede Korkutan öğüt, Yesevi’den feyiz aldık,
    Türk İslam sentezini kurduk,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk üz.

    Asya’nın bağrından çıktık,
    Atilla’yla Avrupa’nın kalbini deldik,
    Dosta dostluk, düşmana korku saldık.
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Malazgirt de Alparslan’la zafere ulaştık,
    Anadolu’nun kapısını ardına kadar açtık,
    Romen Diyojen’i esir aldık, misafir eyledik,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Güneyde Yemen’e kadar aldık,
    Kuzeyde nerdeyse kutba dayandık,
    Akdeniz’i Türk gölü yaptık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Bir öldük bin dirildik,
    Binlerce savaşa girdik,
    Nice alınmaz kalalar aldık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Onca imparatorluk kurduk,
    Çağ kapattık, çağ açtık,
    Orta çağın karalık zulmetini yıktık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Kılıçla değil, ilim irfanla savaştık,
    Medreseler açtık âlimler yetiştirdik,
    Her konuda, her sahada başa güreştik,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’ üz.

    Hiçbir yeri yakıp yıkıp talan eylemedik,
    Karanlıklar içindeki Avrupa’yı aydınlattık,
    Her yerde medeniyet, uygarlıkta iz bıraktık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Ötüken, Ergenekon, Manas da destan yazdık,
    Düğüne, toya gider gibi savaşa kucak açtık,
    Türk olarak doğduk Türk olarak yaşadık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Hep zulmet-i zilletle savaştık,
    Haktan, hukuktan, adaletten hiç ayrılmadık,
    Hiç kimsenin diline, dinine, ırkına karışmadık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Çanakkale’de Atayla destanlaştık,
    İstiklal uğrana dede torun ölüme kucak açtık,
    Bir ülkü, bir devlet değil, dünya ile savaştık,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    Bunlar bizim şanlı tarihimiz,
    Şanla şerefle dolu mazimiz,
    Tarih bizi biz tarihi yazarız,
    Ezelde Türk’tük, halde Türk’üz.

    bilal özcan

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Antolojide bazı sıkıntılardan bu yazınızı okumaya fırsatım olmadı.
    Rabbim Kuran-i Kerim'inde 'V3ATASİMUBİHABLİLLAHİ CEMİA, VELA TEFERRAKU..' Buyuruyor. Allahin ipine topluca sarılın. ayrılıklara düşmeyin. Bu emreuymayan islam alemi, bu emre uyana kadar belalardan azade olamıyacak gibi.. Dünyanın her yerinde Aynı zulum ve aynı çığlık ve her yerde ezilen müslüman. Rabbim yardımını esirgemesin üzerimizden.
    Ölenler ha öyle ha böyle Allah'a bir can bocunu ödüyorlar. ya seyredenler.. ya seyredenler... Allah ahir ve akibetimizi hayreyleye..
    Selam ve saygılarımla Muhterem Bacım..

    Seyfeddin karahocagil

    Cevap Yaz
  • Fesih Aktaş
    Fesih Aktaş

    Sevgil ikardeşim, kanım dondu adeta...

    Nerde müslüman varsa, ölüm orda, zulüm orda.

    Müslümanız ama islamiyetten uzak yaşıyoruz. Müslümanız ama birbirimizden haberimiz yok. Müslümanız ama benciliz. müslümanız ama duyarsızız.
    Velhasıl müslümanız işte !

    Kutluyorum kardeşimi

    Saygılar, sevgiler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (12)

Sevim Yakıcı