Haberler bu kadar karmaşık olunca, çoğunluk da kaçar işin kolayına… Balığı yakalamanın en kolay yolu bulandırmaktır suyu… Bizim da yaşadığımız alan iyice bulandırılıyor. Ana sermayenin, yani bu gün uluslar arası sermayenin güdümünde olan iktidarlar ve onların güdümündeki haber kaynakları suyu bulandırmak için dört dörtlük bir kaynak… işsizlik, açlık, yaşamın dertleri, stres ve günün büyük kısmını ağır şartlar altında geçimini sürdürmek için mücadele eden insanların yorgunluğu, günlük hayata karşı, istese de kayıtsız kılıyor insanları… Bu sıkıntı ve yorgunluktan sonra, insan istese de, ne olduğunu merak etsede, bu yorgunlukla bütün haberleri okuyup, karşı görüşler arasındaki söylemleri değerlendirip doğru olanı yakalama şansını elde etmesi kolay olmayacaktır. Öyle olunca da, güçlü olanlar, yani iktidarların istediği sonuca, gösterdiği hedefe kilitlenmeleri kaçınılmazdır.
Türkiye belli bir hedefe hızla ilerliyor. Dünyadaki ülkelerin %65 şini kontrol eden ve merkesi ABD’de olan uluslararsı 50 şirketin siyasi yönetiminin başı Obama ile Türkiye’nin siyasi sözcüleri sık sık görüşüyor. Bu onur meselesi yapılıyor. Aynen bir zamanlar, 12 Eylül darbesinin zeminini hazırlamak için üst düzey yöneticilerin tetikçilerle görüştüğünde, tetikçilerin gururlandığı gibi… Tetikçiler aslında birer suçlu olduklarını biliyorlar, kendilerinin değersizliğinin farkındalar. Ama güçlü suçlularla ortak yönlerinin kabulü onları cesaretlendiriyor. Suçlarına ‘’devlet kılıfı’’ geçirilerek ‘aklanmaları’ onları heyecanlandırıyor. Saygın olması gereken kurumlar tarafından kabul görüyorlar. Nasıl gururlanmasınlar. Bu okşanan gururla en pis işlere bulaşıyorlar. Tabi nemalanıyorlar.
Bu hiyerarşi, egemen sınıfların çıkarı için tepeden tırnağa aynen böyle işliyor. Kimse detaylara girmiyor, arka planlarda dönenlere bakmıyor. Bu gün bir karmaşa içindeyiz. Haberler birbiri ile çelişkili… Ama Türkiye buna rağmen hızla öne doğru sürükleniyor veya kendi atılıyor.
Hani PKK avına çıkarken, o aşılmaz dağların diplerindeki yarıklardan nokta atışları yaparak, ‘teröristleri’ bir bir avlayan istihbaratlar nerede?
Şu haber sizleri düşündürmüyor mu?
‘’Türkiye’de, gazetelerin haberlerine göre; BM'nin uzun süredir arayıp da bulamadığı kimyasal silahların saklandığı depoların yerini belirlendi.’’ Yazıyor. Haberler
‘’Yetkililerin "halihazırda bilgi toplamakta" olduğunun altını çizen Obama, "gördüklerimiz bunun büyük kaygı yaratacak çok büyük bir olay olduğuna işaret ediyor. Çok can sıkıcı" dedi.’’ HABERLER
Düne kadar, dağlık bölgelerde kuşları bile tespit edebilen fotoğraflar ve istihbarat… bu gün Suriye’de ne yapmak istiyor?
Bu haberler, Irak olayları öncesindeki haberlerden kesilmiş gibi…
Düne kadar PKK operasyonlarında istihbaratı ABD’den aldığı söylenen ve öyle bilinirken, Suriye konusunda, sanki, her şeyi Türkiye biliyor ve ABD Türkiye’den bilgi alıyormuş gibi hava yaratılıyor.
‘’6- Kimyasal silah dolu depolardan ikisi Haseke'de, yani Türkiye'nin burnunun dibinde. Bu bile Esad'ın Türkiye'ye karşı niyetini ortaya koyuyor.’’ Haberler
‘’Beşar Esad'ın halkına yönelik katliamlarının başlamasından sonra Türkiye karşı tavır almış, bunun üzerine Esad, Scud füzelerinin yönünü Türkiye'ye çevirmişti’’. HABERLER
Ortam savaşa hazırlanıyor… Niyet uluslar arası şirketlerin çıkarları olunca, baş suçlu kar hırsı ile yanıp tutuşan şirketler ve onların maşası iktidarlar olduğu halde, suçlular zarar gören kesimler arsında aranıyor.
Her komşusu ile kötü niyetli ilişkileri olan bir ülkenin, iyi niyetli komşusu olur mu?
Sınır komşularımızlar ilişkilerimiz savaşacak boyutlarda kötü iken, okyanus öteki komşularla ilişkiler nasıl iyi olabilir? Ancak güçlü olan tarafından kullanılma olur bu.
Boynuna kadar borçlanmanın faturasını ödemektir bu, jandarmalık yaparak diyet ödemektir. Çaresizliğin bedelidir. Bu itiraf edilemeyince, bunu gizleyecek dolambaçlı yollarla, felakete sürükledikleri halkı kandırmak, uyutmak çabasıdır. Orada yanan insanları koruma bahanedir. Öyle niyeti olanların her şeyden önce kendi halklarına karşı aynı baskı ve terörü uygulamaması gerekir. Uygulanan terör ve baskı, sözlerle bertaraf edilemez. Sayıların azlığı veya çokluğu değildir sonucu belirleyen. Niyettir, uygulamadır. İktidarda kalmak için her türlü baskıyı mübah görmektir. Kendi koydukları yasaları ve kurumları bile tanımamaktır, belgesi.
Halkın demokratik eylem hakkına Karadeniz gezilerinden yağdırdığı tehditler iyi niyetli olmadıklarının en somut göstergesidir.
‘’Obama, ABD'nin Ortadoğu ve dünyanın diğer bölgeleri için "vazgeçilmez bir ülke" olduğunu vurgulayarak, "Uzun vadede ulusal çıkarlarımızın ne olacağını stratejik olarak düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.’’ Haberler
Obama’nın bu mesajı açık değil mi? Ortadoğu onların ulusal çıkarları için vazgeçilmez oluyor ya bizim için ne? ABD çıkarları için biz askerlik mi yapıyoruz. Güçlü olanların kendi ulusal çıkarları için başkalarına saldırması adaletli mi? Böyle bir adaletsizliğe biz neden alet oluyoruz. Yöneticilerin yanlışlarının cezasını bu halk çekmeyecek mi? Öyleyse bu halk bu ciddi kararlarda neden devre dışı bırakılıyor? Mecliste bunlar niye tartışılmıyor? Daha bu günden sınır bölgelerinde mağdur olan insanlarımızın suçu ne?
Savaşların haklı tarafı olmaz. ABD’in iç işlerine hiç kimse karışamıyor, ama ABD bütün devletlerin iç işlerine karışabiliyor.
Bu durumda orta doğudaki sömürülen ülkeler, çocuk kandırır gibi birbirlerini ‘’iç işlerine karışmakla’’ suçluyorlar.
Bu gün Ortadoğu’da yaşanan olayların tek suçlusu, uluslar arası sermaye ve onların silah tüccarları, onların ajanlığını onların yalancılığını yapan, görsel ve yazılı basındır. Canavarlar bellidir. Başka hiç kimse suçlanmamalıdır. Karışıklık çıkan ülkelerdeki yöneticiler de onların ikinci elleri, maşalarıdır. Öldürülen masum insanların hesabı kurulu sistemin egemenleridir. Hiç kimseyi kandırmaya çalışmasınlar. Hırsız ve gözcüleri katil ve destekçileri, hiçbir zaman, masumlara, hırsızların ve katillerin yani kendilerinin doğru adreslerini vermez.
Siz, orada kaybedilen canlar için gözyaşı dökenlerin samimiyetine inanıyor musunuz?
Onlar samimi olsalardı önce kendi yönetimleri altındaki suçluları yakalar cezalandırırlardı. Onları terfi ettirip ödüllendirmezlerdi. Cinayetlerin önüne geçmek ancak suçluları ağır cezalarla cezalandırarak mümkündür. Ödüllendirerek değil. Bütün katiller öldürdükleri insanların mezarına gider ve çiçek koyar. Neden? Şüpheleri kendi üzerlerinden uzaklaştırmak için… Üç beş gözyaşına hayatınızı feda eder misiniz? Düşünün…
Bütün enerjimizi savaşa karşı kullanalım ve savaşları önlemeye çalışalım. Savaşlardan sadece emekçiler zarar görür ve sadece egemenler nemalanır. Bunu unutmayalım.
Kayıt Tarihi : 5.9.2013 23:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!