Hoca Şiiri - Neyzen Tevfik

Neyzen Tevfik
112

ŞİİR


654

TAKİPÇİ

Hoca

Değil mi ya bu sütun-ı cehil dinin direği?
Oyuklarındaki baykuş fecia köstebeği,

Verir başında da emvât-ı muzlime telkin,
Mezar-i kahr u elemden haraç alır bu lâin.

Peder açıkta kalır, ya filSne validenin
Niçin muzaf ederek ismini sorar ve derin.

Düşünceler doğuran bu, bu bilmece, bil ki
Saçar bütün safahatiyle aşk-ı müştereki.

Bu râz-ı mübhemi tahlile hâme-i Neyzen,
Çalıştı şöylece Ferda-yı Vahdet izlerken.

Ölen ki mader-i maluma müstenit lâkin
Peder gelince zekâ irkilir, zekâ bu derin.

Karanlığa adım atmak için biraz düşünür;
Olur ya şüphe değil mi? Bu zanla his dövüşür.

Bu perde, perde-i evvel, serâir-i nisvân
Kolayca halledilir sandı birtakım izân.

Muhakkak addedilirse bu felsefe yetişir.
Bu şüphe şeyn-i asaletle gâliben didişir.

Yeter bu iğne tevarüsle müftehir herife,
Muin olur bu şırınga zunûn-ı muhtelife.

Hoca,
Evet, bu şer’-i şerifin yosunlu engereği,
Zulümle, gamla kazılmış mezarların küreği,

Mesabesindeki kanlı diliyle kizb-i sarih,
Döker damarlara kubh-ı nifak eder telkih.

Bunun elinde nikâh, akd ü içtimaiyat,
Vatanda işte bu elde bütün hayat, ü memat.

Bu el, o el ki bütün irtibat-ı nesviyyet
Bununla zar u perişan edilmiş, ulviyet.

Kadınlığın, o zavallı olan samiminde,
Yatar, fakat ne yapar ki girîve-i dinde.

On üç yaşında olan bir kızı nikâh ederek
Alır ve kendisi altmış yaşındadır, bu eşek.

İmam değil mi ya? Bunlar şeriat icabı,
Mahallede ileri kim geğirse ahbabı.

Düğün, filan gibi şeyler o anda tayyolunur,
Mesârifin kapısında zebaniler bulunur.

Vaty: Bu lafz -ı fazahat-şikâf-i istifraş,
Sübut-ı emr-i tahakkuk ve cebr ta be-tıraş.

Tılâ: Mekasıt-ı tahri-i cezbe-i şehvet
Duhul-i gui ile lerziş-i nümâ-yi zevciyet.

Zina: Kebuter-i aşkın kanatlarındaki ruh,
Samiın-i halede bir çift gönül, fakat mecruh.

Zinâta: Zevce olursa livâta-i suğrâ,
Tasarrufunda beis yokmuş olmasaydı eza.

Livâta bahsine ait kurun-ı ülâdan
Bu âna dek yazılan her kitab-ı hazz-efşan,

Yatakların başucunda durur, edille olur,
Fazâyihi iyi tatbik için mecelle olur.

O kız, bu cife-i mat’unenin soluklarını
Yutar, bu cife de yırtar bekâretin zarını.

...er, ...er ve doyunca bıkar, boşar yeniden,
İkinci bir kız alır, çünkü bunca hicret eden

Garib ü bîkes ü avare, serseri dolaşan,
Zavallı aileler var, hükümetin bir an

Muhacirini düşünmek için zamanı mı var?
Elinde bunları iskân için mekânı mı var?

Aziz ü müntekimin siz bakin ki hikmetine,
Bütün Emâkin-i mîriyye yandı haşyetine

Aceb birinci, ikinci, beşinci, yirminci,
Hu kızların, bütün ahlak u ruhuna münci

Olan imamla bu kumpanya halkına sorsak,
Desek ki: Şer’-i şerifin evâmiri ile yasak.

Haram olan şu zina-haneler ki şimdi açık,
Bu sâhibat-ı şeref içlerinde kalbi kırık,

Zavallı, barkı dağılmış olanların birine
Sorun, imam eli değmiş mi çile defterine?

Zeker be-dest-i salâbet, vuzuh-ı şer’-i şerif,
Geğirtilerle ...er, din yolunda eşşek herif.

Cebindeki mühürün her basıldığı evrak,
Eder o haneyi manen zeval ile ihrak.

Domuz yanında onun bir İmam Birgivi'dir,
Bütün şu âlem-i İslam için bela dividir.

Domuz, yutunca götünden yutar dökülse boku
Günah olur diye toplar, bütün tıkar bucuku.

Tıp Fakültesi Hastanesi, Haydarpaşa
12.01.1337

Neyzen Tevfik
Kayıt Tarihi : 24.3.2016 13:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Neyzen Tevfik