”dandini-dandini, dastana, danalar girmiş bostana, kov bostancı ….,”
/daha sütten bile kesilmeden, kucağındaki bebeden çalınan bir anneye../
uyandığımda bir sabah, bulamayacağımı bilseydim, annemin memesini
kucağına zincire vurup kendimi, değil o gece, hiçbir gece uyumazdım ki
çığlıklar boşuna değildir ray parlağında, uzayan trenin karanlığına atılan
hadi ben yürümesini bilmiyordum ya siz, siz neden koşmadınız ardından
..
“şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk, sevinçliyiz hepimiz, yaşasın....”
/çalan son ders zilinin ardından anlaşılır ancak, boş sıralarda kalanlar../
bilmez miyim, tam bu sıranın üstünde bırakmıştım, ilk okuma kitabımı
beşeri dünya atlasımı, kurşun kalemlerimi, silgi ve resim kağıtlarımı
çocuk gecelerimin rüya dedesi, öğretmenim kılığında çıkmıştı karşıma
onlar seninle gelir demişti korkma, ama hiçbiri yok yerinde, baksanıza
..
“gün doğdu hep uyandık, siperlere dayandık, bağımsızlık uğruna da….”
/solda emek var sağda özgürlük, ortadaki kurşun ise kardeşlik dediler../
dünya dolusu karanfil saklıydı yüreğimde, uçarak yarınlara geliyordum
güvercin olup da açınca kanatlarımı, mavi soluyor, ben boğuluyordum
ortada bir kuyu açılmıştı anlaşılan, hiç tanımadığım birileri tarafından
karanlığın rengi burada veriliyordu işte, kan kokulu ölüm fırçalarından
..
“sen sanki baharın gülüsün, şen çiçeğimsin, sen her gece rüyama….”
/ilk randevuya hiç gelmeyenlerden, alnına binlerce öpücük konanlara../
yani diyeceğim o ki a benim çıplak halim, sıcaklığım kadar üşümelerim
okul sırasında öğrendiklerim ve meydanlara dar gelecek düşüncelerim
ve uyandığımda yalnızlığım yanı başım, sevgili kokan yastığım da dahil
bir pazar tezgahında hırsızlık mal gibi, hepsi sergilenmektedir, bunu bil
..
“……………………………………………………………………………”
/ve notalar ve sesler ve çizgiler ve renkler, işte hepsi gidiyor birer birer../
sanki insanlığa bir bilinmeyenin ihbarı gibi, çalınmamış son nefesimizle
avazımız çıktığı kadar bağırabilsek beraberce, hırsız var-hırsız var diye
sonra canhıraş bir doğum ya da ölüm gibi sessizce, girsek iki çizgi arasına
ve yıldızlar kadar uzaktan gizli tanıklık yapsak, bizden sonraki yaşamlara.
Kayıt Tarihi : 4.1.2010 09:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
avazımız çıktığı kadar bağırabilsek beraberce, hırsız var-hırsız var diye
sonra canhıraş bir doğum ya da ölüm gibi sessizce, girsek iki çizgi arasına
ve yıldızlar kadar uzaktan gizli tanıklık yapsak, bizden sonraki yaşamlara.
ÇOK GÜZELDİ ......TEBRİKLER +10..+ ANT
SEVGİLERİMLE....
İNCİ GERMENLİLER
/çalan son ders zilinin ardından anlaşılır ancak, boş sıralarda kalanlar../
bilmez miyim, tam bu sıranın üstünde bırakmıştım, ilk okuma kitabımı
beşeri dünya atlasımı, kurşun kalemlerimi, silgi ve resim kağıtlarımı
çocuk gecelerimin rüya dedesi, öğretmenim kılığında çıkmıştı karşıma
onlar seninle gelir demişti korkma, ama hiçbiri yok yerinde, baksanıza
Erişemediğimiz hayallerimiz ve dokunamadığımız umutlarımız için, 'hırsız' adında bir kötü karakter rolü yaratmak son derece zekice idi...Söylenecek her cümle şiirin yanında sönük kalacaktır düşüncesi ile müthiş beğeni ışıltısı ile süslenmiş tebriklerimi iliştiriyor izninizle bir kez daha okumaya koyuluyorum.Saygılarrr...
çok nefis bir şiir olmuş.
kutlarım sizi.
yüreğinize sağlık olsun.
leman subaşı
TÜM YORUMLAR (123)