bu sabah ezanından hemen sonra, yani daha gün doğmadan
beraber bekleyelim seninle, kendi perdelerimizin aralığından
bir beygir gücündeki ekmek arabasının, nal ve tekerlek sesini
ve markasız o eski kamyonetin içinde, çarpışan süt şişelerini.
/bu sabah ezanından hemen sonra, gözümüzü bile kırpmadan
bekleyelim seninle, birbirimizi tanımadan…./
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
ak, ilk çığlık geldi bile annesiz bir bebekten, çok uzaklardan
hadi aç ki şişenin kapağını, süt koksun nefesi, yudumlamadan
ben o sıra çığlığı getiren yavru kuşa, ekmek ufalıyor olacağım
o bir lokma ekmek yiyecek, ben ise sonsuza kadar doyacağım.
/ve güneşte gösterince yüzünü, rengi en güzel şafak kızılından
sadece susalım, mutlu musunuz diye sormadan…./
İşte budur ol hikayet../.sen annesiz çocuğa sür kokusu gönde ve minik kuşa ekmek ufala/böyle bir düzen bozannlık kalırmı hiç cezasız/ atar seni ol kara kuvvet/ ol kara zindanın en alt katına...
Şiiriniz bir resmi çizer gibi.öylesine detaylı,öylesine güzel ki.her şey gözlerimin önünde canlandı sanki.şiirlerinizi okuduğum zaman bir şeylerde alırım kendi yüreğime.tebrikler.
Sayın Çeştepe yine takmış kamerasını boynuna ve hayatın içinde,yaşamın sokaklarında dolaşmış...Ve son derece naif bir şiir diliyle,hayatın gerçeklerine gözlerini kapatanların bu gerçekleri gözlerine sokmak istermişcesine,kaleminin gücünü konuşturmuş...Verdiği mesajı,anlatımı ve diliyle yine harikalar yaratan,harika yürekli ŞAİR'E selam olsun...
haydi, sessiz adımlarla çıkalım sokağa, sokak kapılarımızdan
ben taze ekmek alayım küfeden, sen de bir şişe süt, kutudan
parasını bırakmadık ama, nasılsa yazdırırız veresiye defterine
onu düşünmeden kanat açalım, boş sahanın yanındaki tepeye.
/işte her sabah buraya doğar güneş, dumanlı dağların ardından
yan yana bekleyelim, son ayaza aldırmadan…./
.....Her sabah güneşin doğduğu,dumanlı dağların ardından yan yana bekleyelim son ayaza aldırmadan sevgili üstadım...her daim sevgiyle....
Fantastik bir hırsızlık hikayesi. Bakış açısına göre değişen. Duygulara göre kavramların altüst edildiği hayatın kesitlerinden harika bir çalışma.
Kültürler değiştikçe, insan arasındaki sosyal paylaşımlarda azalıyor. Eskinin yaşam kültürü insanı insana yaklaştıran kültürdü. Birbirine yaklaşan insanlar, birbirinin sahip olduklarını da rahatça kullanırlardı.
Çocukluğumdan hatırlarım. Büyüklerimiz kadın erkek birbirlerine şöyle derlerdi.
'Gelip geçerken bahçeme girip canın çektiğini yemezsen hakkımı helal etmem'
Anadolunun derinliğinden, dininden, insanlığından gelen bu kültürde, habersiz almak değil, ortadakini gördüğünde canın çektiyse almamak hakkını helal etmemeyi gerektiren olarak algılanıyordu.
Yine küçüklüğümden hatırladığım, köyümüzde, dut, kızılcık 'ergen' hayrattı. Yani, kimin bahçesinde olursa olsun halkın malıydı.
Yine insanlar dutun, ergenin dışında, her türlü ağaçtan, dallarına, bahçeye zarar vermedikten sonra yeme içme haklarına sahiptiler.
Ne yazık ki, kapitalizm, medeniyet denilen olgu, yani çağın çağdaş insanlığı bu güzellikleri, paylaşımları sildi süpürdü.
Bugün artık medeniyetin 'Tanrı misafirleri' yok.
anlamlı çalışmanızla bana nostalji yaptırdınız. Teşekkür ve takdirlerimle .
Yüreğinize sağlık çok güzel anlatmışsınız fazla söze gerek yokki usta kaleminizi kutlarım her zamanki gibi usta kaleminizden akıcı ve güzel anlamlı olmuş beğenerek okudum duyguları ilmek ilmek işlemişsiniz duygu yoğunluğuyla insanı saran duygu yüklü akıcı güzel şiiriniz için sizi canı gönülden kutlarım Sevgilerimle
Yüreğiniz dert görmesin Kaleminiz hep yazsın tebrikler
HAKLININ HAKKI HAKLIYA VERİLMELİDİR.NE GÜZEL YAPTINIZ SAYIN HIRSIZ MELEKLER. ANLAMLI ÇALIŞMANIZI TBRİK EDİYORUM ÜSTAD. SELAM VE SAYGI İLE.
'bak, ilk çığlık geldi bile annesiz bir bebekten, çok uzaklardan
hadi aç ki şişenin kapağını, süt koksun nefesi, yudumlamadan
ben o sıra çığlığı getiren yavru kuşa, ekmek ufalıyor olacağım
o bir lokma ekmek yiyecek, ben ise sonsuza kadar doyacağım...' sırça köşkte oturan niceleri var ki sizin gibi hırsızların (!) tırnağı bile olamazlar. yüreğinize sağlık.
sonra biz, iz bırakmadan kalkarız, birbirimizi halâ tanımadan
başka yönlere doğru ayrılırız o tepeden, ama farklı yollardan
bir ara yan gözüm aklıma sokar, neden ismini bile sormadığımı
ama beynim anında hatırlatır, isimlerimizin hiç farkı olmadığını.
..
yine harikalar yaratmışsın ustam...
yine ruhum doydu
teşekkürler..
kaleminize duygu ve sevgi yüklü yüreğinize sağlık bu güzelşiir yazmak için verdiğiniz emeği kutluyorum hayatın gerçeklerini kaleme alarak bir ayna vazifesi gören bize biz gösteren ders veren nitelikte ince mesajlar içeden hairka bir yazı okudum usta kalemden 10 on puan
Bu şiir ile ilgili 93 tane yorum bulunmakta