bu sabah ezanından hemen sonra, yani daha gün doğmadan
beraber bekleyelim seninle, kendi perdelerimizin aralığından
bir beygir gücündeki ekmek arabasının, nal ve tekerlek sesini
ve markasız o eski kamyonetin içinde, çarpışan süt şişelerini.
/bu sabah ezanından hemen sonra, gözümüzü bile kırpmadan
bekleyelim seninle, birbirimizi tanımadan…./
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi