Bir koşu gider komşuya
Örtmez kapıyı, aralık eder.
Ayak üstü, geri döner.
Hırsız değil korkusu,
Kedi girer, sütü döker
Mayalamış bir köşede
Yoğurt olsun diye.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
'kendimiz mi kilitliyiz demir parmaklıklar arasında yoksa evimizi mi korumaktayız.. şiiriniz eski günlere sürüklüyor ister istemez..
yok ablacım bunların sınırı yok....dur diyende yok....aslında sorun bunu yapanlarda mı? yoksa bunu yapmaya mecbur ettirenlerde mi? derin bir konu..... güzel şiirinizi kutluyorum
sevgilerimle
hırsız yatak odanıza girmedikce yeni yasayla evin efendisi sakın ola kimsin diye sorma hele hiç kılına dokunma yersin cezayı..ne hallere sokuldu bu suskun millet avrupa yasaları adı altında..tebrikler
eskilerden bugüne kalan insani hasletler öylesine azaldı ki....
Hırsıza kilit olmaz diyorlar
Oysa o kilit vardı
O kilit ardı,utanmaydı
VİCDANDI,hayaydı
Bu yapıları oluşturan ne idi
İnançtı.
Yıllardır bir inanç süpürme kanpanyasını
Acımasızca sürdürenler şimdi mutlu musunuz
Yeni nesil boşlukta,ne olduğunu ve
ne yapacağını bilmiyor.Günlük yaşıyor.
Ailesine bile menfaat bağlarıyla bağlı.
Bundan 15-20 yıl önceki Batı gençliği şimdi bizde.
İçkinin çağdaşlığın gereği imajını pompalayanlar
Gençlerin içkide kalmayacağını bilemediler mi
İnançlarımızla ilgili ne varsa hep hor gösterildi
Çıplaksa iyi,değilse öcü,içerse iyi,karşıysa düşman,hain,yobaz...
İnsan inançlarından bir kopmaya görsün
Ardı çorap söküğü gibi gelir...
Şimdi ilkokula kadar inmiş olan uyşturucuyu çöz...
Gaspedilmek için yerlerde sürüklenen yaralanan,
sakat kalan,ölen insanların dramını çöz..
Irzına geçilen kızların kadınların hamile bayanların
bebeklerin trajedisine hadi çare bul...
Bulamazsın
çünkü inançların var ettiği vicdanları öldürdünüz
ey iki yüzlü münafık medya borazancıları,
Sebatay'ın torunları
Yarattığınız ortamdan şimdi size haber değeri olan
Olaylar üremekte.Zaten biçmek için ekmiştiniz
Buyurun biçin ve yiyin.Zıkkım olsun.
Bizi koruyacak ancak kendi ruhumuzdur.
Kendi inançlarımız,kendi geleneklerimiz.
Onun için kapılarımız açıktı,korkmazdık,
aklımıza bile gelmezdi hırsız arsız...
Üstünde çokça durulması,
toplumca çareye dönülmesi şarttır
Konuya herkesin duyarlı olması da şarttır
Tebrik ve selamlarımla
Hüseyin Celep
Bizim de böyle evimiz
Ama geldi işte hırsız.
Basmış zilin birine “Pardon yanlış oldu” diye
Açan da sormaz ki “Geldin ama kime? ”
Çünkü tanımaz komşusunu.
Çıkmış üçüncü kata
Kesmiş atmış kilidi,
Dalmış öğrenci evine..
Ne bulacaksın orada,
Bilgisayarlar…
Kiraya ayrılmış paralar.
Bir de evi görseniz
Giysiler, kâğıtlar, kitaplar
Yerlerde ne varsa
Saçıp savurmuş,
Hallaç pamuk atar gibi.
O ne eziyetti
Tam sınav zamanı
Dağıldı hep ders notları,
Çalındı bilgi kayıtları.
Nasıl katlandı çocuklar.
Onların varı yoğu bilgisayar.
İnsaf aranmaz bilirim hırsızda,
Ama bu kadar kötülük niye,
Bir sınır da mı yok hainliğe?
Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Allah tekrarını nasip etmesin. Çok güzel bir şiir. akıcı. sıkılmadan okudum. tebrikler.
Ama bu kadar kötülük niye,
Bir sınır da mı yok hainliğe?
bilmiyorum, insan bazen geriye donmek istiyor, teknolojide ilerledikce hersey bozuluyor, cok guzel bir siir olmus, bana Turkiyedeki eski yasantimi hatirlatti, cok tesekkurler
Basarilarinizin devamini dilerim
Şiirinizin içinde, aslında saklanmış bir şekilde kaybolan değerlerimize atıflar da görüyorum.Tebrikler...
ince ince fikirler eşliğinde haz veren bir duygu aktarımı. sizi kutlar ,başarılar diliyorum üstadım.
Çocukluğumda bizim buraları da böyleydi gerçekten...Bizlerin de sokak kapıları da açık olurdu gün boyu...Konu komşu gelir giderdi..Şimdi tanımıyoruz aynı apartmanda birbirimizi..
Sanırım insanlar çoğaldı, ekonomi bozuldu ve ona bağlı olarak insanlar defolandı.
Değer yargılarımız dejenere oluyor..Çocuk pornosu ve buna benzer olaylara bakınız..düşünmek bile mümkün değildi bu tür olayları.
Aileler çabuk parçalanıyor..sorunlu sokak çocukları çoğalıyor ve buna benzer suçlar artıyor elbet..
Böyle bir olayı, hırsızlık konusunda yaşamış ve güzel bir şiirle anlatmışsınız..İyi ki anlatmışsınız Saniye Hanım..
Duyarlı yüreğinizi kutluyorum..
Saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta