Çocuklarımız kuş seslerini unuttular
Evvelinde de makine uğultusunu.
Yaş 43 hala unutamadım
Amcamın bana almadığı üç tekerlekli bisikleti,
Amcalar yeğenlerinizi sevin
Onlara küçük oyuncaklar alın
Kaçırıyorsun gözlerini gözlerimden hani doymazdın,
Tutmuyor ellerin ellerimden hani bırakmazdın,
Birgün gelir bıkarsın derdim hani inanmazdın,
Seninle aynı havayı paylaşmakta yeter bana.
Ve ben yine voltalardayım
Sensiz geçen günleri adımlıyorum
Buzlu kaldırımlarda yürüdüğümüz
O sıcaklığı arıyorum
Ay ağustos üşüyorum.
Ve ben yine derinlerdeyim
Yaradan yaşamı paylarken
Bize kahvemsi hayat düştü
İlahi böyle buyurduysa
Piro neylesin
Ey istanbul!
Yırtsam yüreğimi,
İlişirmi sana avazım.
Ben ki;
Ömür yaprakları dökülmüş bir çınar,
Zirvesi de kar, boran.
Ey kafasını gaflet bürümüş genç Türk,
Doldu zaman uyan,uyandırılmadan.
Boz bunca yıldır kafanda örülmüş ağları,
Titre,titreki duysun cihan uyandığını.
Ve uyandığında şaşma,küsme kendine,
Durma yürü ecdadının izinden.
Ayışığım, bitanem
Sende baktığım ay'a bakıyormusun?
Saklanma bulutlar ardına,uzat ellerini,
Ya ben sana, ya sen bana,
Yetti artık gel, beter oldum vallahi.
Sigaramın dumanından bulutlar oluşuyor,
Öyle güzeldi benim ülkem,sanki cennetten köşe
İnsanları sıcakmı sıcak,gerek yoktu güneşe
Kapılmıştım birkez bu hayale bu düşe
Varsın düşlerimide talan etsinler.
Be hey gafil,tükenmez dediğin deniz
Çok şey hemde çok.
Aslında tanımak çok şey değil
anlaşılmamak çok şey.
Şey, şey yani
ben seni anlıyorum icabında.
Gibi şeyler.
Yahu vaktim yok uzun yazamam diyorum
Elbette kendi kendime söyleniyorum.
Ben Ali ye yazayım derken
Zekeriya denizinde boğuluyorum.
Çıkmak istiyorum desem; diyemiyorum.
İşte burda söylüyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!