Bir Liman arıyorum,
barınacak.
Bir aşk arıyorum,
ısıtacak.
Ne kadar güzel bir Duygu,
kırlarda his ettim kendimi,
hislerimle başbaşa
özgür ve erişilmez,
yüce bir dağın doruğu kadar özgür..
Bir kuş kadar hafif,
yaşamı aldım sandala..
kürekleri sandalın içine...
bıraktım kendimi akıntıya...
sanki bir yaşanmamışlığın ortasındayım..
hüzün dersen her yerde...
Çıplak geldik,
beğenmediler,
giydirdiler,
uymadı,
giderken,
bırakta, git dediler...
Ölüm,
yaşama ihanettir...
İhanet etmek istermisin kendine…
Hain değilim..
Ne kendime,
ne de bir başkasına…
Gel içelim hayat Meyini birlikte…
Dostlukla dolduralım kadehleri, yudum, yudum….
Aşkı Maşrapa ile toprağa dökelim…
Sevdayı Tohum diye ekelim…
Sen hiç Mayıs ayında,
Orta Anadoluyu yaşadınmı,
uzunyayladan geçtinmi...
Erciyesin yamaçlarında ki kardelenleri okşadın mı gözlerinle...
Tabiatın Anadoluda giydiği allı pullu fistanları gördün mü...
Sevdamsin,
düşümsün ve ayrılığımsın!
Öyle bir özlemsinki,
düşümde de yorumlayamıyorum.
Yorumlayabilmem için seni:
Gökyüzü kararanda,
Rüzgar alabildiğine soğuk esende,
Sonbaharda sararmış son yapraklar,
Dalından rüzgar önüne düşende,
Kozada kalan son tohumda,
hep göz göze geldiği,
Göz göze, yudum yudum,
dudaktan akan arzular
kırmızı şarap gibi kızıla çalan
yaşamın akışına bırakmak kendini
Dolu dolu akmalı hisler gözden gönüle
Özlemlerin arzulandığı bir mehtapta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!