nerde benim küçücük yaşantım
taşa toprağa oturduğum çocukluk günlerim
sol yanımı hırpalayan aşkım
nerde beni ıslatacak yağmurlarım
toza çamura bulanan pantolonum
yırtılan ayakkabım çalınan bisikletim
Kuşlar susarsa baykuş öter
Kuzular korkarsa ovaya kurt iner
Mazlumun sesi duyulmazsa
Zalimin borazanı öterde öter
kusursuz değildir hiç bir insan
yorma kendini olmazsa yüz, olsun doksan
doğruysa yolun ne olacak yapayalnız olsan
Yanından kervan geçmez kuyalardasın
Avazın çıktığı kadar bağır
Yoldan geçen herkes sağır
Sana kördür bakanlar
Boşadır bayrak sallamalar
İstediğin kadar dövün
İçime sıkışıp kalan bu loş karanlık
Aydınlığa döner mi birgün
Dert yağmurunda olur mu şemsiyem
Umut limanına varır mı sefinem?
dünyanın matemidir anlaşılmamak
kalabalıklar içinde yapayalnız kalmak
yabancı bir dille meramını anlatmak
bön bön bakılmaktır yalnız olmak
hurefelere inananlara gerçeği haykırmak
azara hakarete maruz kalkmak
Mevsimsiz kaldım
Ne kar yağdı
Nede yağmur
Güneşse terketti çoktan
Ruhum bulutsuz bir ayazda
Kalbimse ısınmaya hasret bu yazda
Unutulmuş bir mezar taşıyım
İsmim okunmaz ezelden
Bahara ermez hüzünlerim
Meltemler bile yıkar ağaçlarımı
Sığınacak gölgem bile kalmaz
Sakin denizlerim dalgasız olmaz
Kimsenin haremine girmedik kimsenin tarlasından ağzı açık koyun geçirmedik
Kulakları rahatsız etmedi sesimiz
Kimseye dokunmadı cismimiz
Gül attık kurşun yağdı üstümüze
Beşikteki bebekten bile kin duydular
Yolumuz gurbete düşse önüne taş koydular
yağmur yağsa ıslansam
gözyaşlarımı gizlesem
hüznümü örtse bulutlar
hayıkırışlarımı duymasa yabancılar
kimim neyim bilmese insalar
dilimden anlamasa tercümanlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!