Seviyordum her huyunu,
Sen başlattın bu oyunu,
Sen ki dünya şampiyonu,
Sevmekten mi korkuyorsun.
Her gün gözlerin başka renk,
Kaçma benden ey sultanım,
Ben yaralı bir ceylanım,
Dağlarımda zalim avcı,
Burnumdan soluyor canım.
Sen olmadan yaşayamam,
Burnumdaki altın halka,
Artık serçe parmağımda,
Şimdi özgür bir koyunum,
Yaban kurtlar otağımda.
Ben günahkâr aciz kulum,
Bekleyemem senden sevgi,
Davul bile dengi dengi,
Seni görünce çarpıyor,
Deli gönlümün ahengi.
Benim için adın sevgi,
Ak alnında parlıyor
Güneşten çıkan her renk,
Gözlerinde yıldızlar
Samanyollarına denk,
Dudağında dilinde
Hep o şarkı, o ahenk,
Gel seninle tanışalım,
Uzat bana zeytin dalı.
Eğer küssen barışalım.
Vız vız benden sen ver balı.
Tüm avcılar bana dargın,
Ne gel diyebilirim,
Ne de gelebilirim,
Elim ayağım bağlı.
Sen; şarktaki bir ceylan,
Ben; garpta bir gariban,
İşte bu dert, bu adama zor Zuhal’im.
Bir açıl da çatlatıver şebnemlerini,
Mis kokuna bandır beni ateş çiçeğim.
Kat önüne getir bana meltemlerini,
Rüzgarında dondur beni ateş çiçeğim.
Seni sevme yarışında bulunmaz eşim,
Gözlerindeki mana ruhuma sindi,
Manayı anlamaya izah gerekir.
Gönlümdeki acılar o anda dindi,
Neşemi anlatmaya mizah gerekir.
Gölgeni kıskanmak hakkımdır elbet,
Ne tez gittin nasıl geldin sultanım,
Gönlüm hep seni arıyor, kalsaydın,
Yaram ilaç ister nerde dermanım,
Senin için gönlüm derya, dalsaydın.
Ateş almaya mı geldin o hızla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!