Bir of çektim ki efkâr bulutları öbek öbek
Dolanır başımda yaşam uydusu
Anılar raks eder buğusunda yaşamın
Titretir yüreğimi bam tınısından.
Ruhum kayar duygularım akarının döngüsünde
Önü tıkalı zaman tünelinden gerilere
yine coşmuş üstadımın yüreği
yürek coşmaz, coşan seldir çağlıyor
kardaşsız bir genç kız gelin olursa
kurdelesin kim yetişse bağlıyor.
bir yanda mazlumun ah ile zarı
Gençlik çağında boz kır
Bir cennet bağı gibi.
Ve ömür akar gider,
Bahar ırmağı gibi.
Ham meyve olgunlaşır,
sen Ayşe öğretmenimsin tanıdım seni
nereden bildin diye sorma
gülüşünden...
herkes güler deme bana
ben bilirim kimse senin gibi
hiç kimse senin gibi gülemez Ayşe öğretmenim.
Vay seni itesin gafılgadalı
Gız nerelerdesin vurğunu yegin
Gözüm yolda galdı gettin gideli
Ne cehennemdesin vurğunu yegin
Çırtım süd sağmadıh davar gahacah
Mevsim kışa geldi var tipi boran
Korkarım üşüte kar seni seni
Neden gülmüyorsun ey oldu yaran
Yoksa ağlatır mı yar seni seni? ..... H. Mehmet Ateşoğlu
Mevsim kış olursa tipi boranda
sen, ben gibi olamazsın,
yürü kirvam, yürü yürü.
insanlıktan anlamazsın,
kiri kirvam, kiri kiri.
zekân yok, mantığın sakat,
Tükenmişim ey yollar
Daha var mıdır gidilecek?
Bun dan sonrası nasıldır ne vardır…
Usandım çakıldan dikenden
Usandım kanayan parmak sızısından
Bir gün sordum dağa; “ Neden yücesin? ”
Dedi ki; “Yücelik heybette değil.
Bakın çiçeğime konan arıya,
Oysa bir böcektir, asla fil değil.
Bunca nebat, bunca çiçek, bunca can,
Hele duy sesimi karlı dağ başı
Ben bilirdim sen bilmezdin kahırı
Çayı ırmak etti gözümün yaşı (hani)
Ben bilirdim, sen bilmezdin kahırı?
Hani, yaylımına davar yayardım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!