Dinler neden böylesi bir doğru yol, iyi ahlak gibi kavramlar kullanmışlardı? Kolektif yapıların kendisini diğer gruplardan ayıran tabu yasakları vardı. Buna rağmen grup bölgeleri dâhilindeki doğanın, kendi grupları düzeyinde de olsa gruplar, o bölge olan çevrenin herkese ait olduğu türü bir kolektif bilince sahiptiler.
Oysa dinlerin biçimlediği köleci grup içinde doğa, o gruptaki herkese ait değildi. Doğa El ‘in mülküydü. Nasıl üreten ve ittifaka katılan gruplar kadar ilah varsa; şimdi de kolektif mirası köleci iman ahdi kılan bir efendi sahipliğini kabul eden ahit grupları kadar El toprağı (beylik-bey erki) ve El sayısı vardı.
El de mülkünü dilediğine veriyordu. Siz El ‘in mülkünü dilediğine verip dilediğine vermeme tasarrufu ile kimi kişilere nasipten bir pay vermediğine inanıyorsanız, bu inanmayla siz dosdoğru yol üzerinde iyi bir ahlakla oluyordunuz.
Köleci sistem bozduklarını, bozulanın sürekli kılmak için bozulanın sürmesi olan kendi dinamiğine göre söylüyordular. Örneğin bozulanın bozuk sürmesi için sadaka vermeyi güzel ahlak olarak özendirip, sadaka vermeye iyi ahlak, doğru yol diyordular.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta