DÜŞÜŞ
Hüzünlü mevsimden bir gündü,
Sanırım kasım ayının bir pazartesi günüydü.
Ankara Metrosu'na ait trenle
Kızılay' dan Batıkent' e gidiyordum.
(Mesai bitmiş eve akşam dönüşüydü)
Tren Ostim İstasyonunda durdu
Son olarak indiğimi sanıyorum trenden.
Dalgın ve şiir düşünceli bir haldeydim nedense,
Ağır ağır ilerlerken merdivenlere doğru,
bir gürültü, bir ses ve bir insan.
Evet o yerdeydi!
Elleri, bacakları, bakışları farklı yönlerde,
yaratılışı sırasında, haşa önem verilmemiş
biriydi o.
Spastik özürlüydü.
Kızılay Meydanında,....Mağazası önünde
mendil, kalem, cüzdan vs. satardı bu haliyle.
Bu haliyle ki övgüler ona
Övgüler böylesi güzel insana.
El açıp istemiyor,
kadere savaşını sürdürüyordu
Kötü talihine ve utanmaz bazı insanlara
nispet edercesine.
Duyar duymaz sesini,
görür görmez yere uzanmış bedenini
koştum.
Biraz şaşkın, biraz utanmış,
en çok da isyan eder gibi gördüm
istasyonun mermer duvarlarını delip geçen
o nefret dolu bakışlarını.
Koştum, koştum ama geç kalmıştım
Ona yardım edemedim.
Benden daha yakınında olanlar ve
hızlı davrananlar vardı çünkü.
Kaldırdılar yerden o cılız bedenini
koluna girip üç beş adım yürüdüler ve
verdiler mecali kalmamış ellerine
tek yardımcısı olan boynu bükük dostunu.
Ama boşuna;
yorgun ve spastik bedeni taşıyamıyordu,
ne bacaklarını ne de dostunu.
Yine kayıp düştü dostu ile birlikte
boylu boyunca o sert zemine.
Hem de ilk düşüşe nispet edercesine,
daha da sert bir biçimde.
Her yeri zangır zangır titriyordu,
Ağlamaklı oldu o anda;
yüzünden düşen bin parçaydı
İsyanını artmış gördüm bir şeylere...
Öylece yığılıp yatarken yerde,
eline sıkı sıkı sarılmış olan
o dostunu (bastonunu vurdu,
o anda karşısında gördüğü kadere.
Acı acıdır, tatlı da tatlı.
Ama onun için her şeyin,
her düşüşün acı olduğu gerçeği vardı.
Ne yapsaydı ya! ?
elini açıp göklere
"Ya Rab buna da şükür" mü deseydi?
Siz olsaydınız ne yapardınız
böyle davranabilir miydiniz?
Daha gençti yaşı, otuz -otuzbeş arası,
Çok acı günler, acı düşüşler
isyan günleri vardı daha
uzun yıllar ömründe.
Acıyı acıyla yoğurmaktan öte,
ne yapabilir di ki?
Acımasız kaderinden ve
boynu bükük arkadaşından başka
dostu olmayan böylesi bir insan.
Tesadüf ya ertesi gün
Kızılay’a giderken tekrar gördüm onu
Aynı istasyon girişinde.
Zorlanıyordu, trene binmek için
inmesi gereken,
kendisine uygun olmayan o merdivenlerde.
Önce merhaba dedim,
sonra da geçmiş olsun.
Hemen hatırladı dünü, düşüşlerini;
"kötü düştüm değil mi abi" dedi.
"Evet " diye cevap verip, girdim koluna.
Biraz eziklik, biraz memnuniyet
biraz da canı sıkılmış bir belirti vardı
yüzünde ve gözlerinde.
Sonra "Boş ver abi" der gibi geldi,
her biri bir yanda olan bakışları.
Burnundan soluyor
etrafına kaygı ile bakıyordu.
Aslında baktığı etrafında dolaşan,
onu hiç terk etmeyen kötü kaderiydi.
Bu apaçık belli oluyordu.
Ne ise indik, öyle yada böyle
trene bineceğimiz yere.
fazla beklemedik, Tren geldi.
Birlikte girdik vagonlardan birine
Yarım dakika zaman aldı,
gençler dururken orta yaşlı birinin
boşalttığı koltuğa onu oturtabilmek.
Oturdu ve bana döndü
memnuniyet okunan gözleriyle
on onbeş saniye baktı yüzüme;
hafif buruk bir gülümseme belirdi
yaşına göre çok yaşlı görünen
ve tıraşı gelmiş yüzünde.
Toparlanmış olmak, yada
konuşmaya hazır olmak gibi bir tavır içinde,
boynu bükük dostunu bacakları arasına aldı
ve sadece şunu dedi;
"HALİNİZE ŞÜKREDİN."
"Doğru" dedim, doğruydu da…
Çünkü, şükür için sadece
sağlıklı olmak bile yetmeliydi.
O5.09.2000 Kemal ÇAKIR
Kayıt Tarihi : 15.2.2013 00:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kemal Çakır](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/15/hikaye-d-u-s-u-s.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!