Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
Devamını Oku
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi
Mutluluğa hep geç kalırım
He :)
Dedim mi?
Valla demişim bile.
Şiir bu... Olur mu olur (?)
Cumhuriyet'in dudakları pembe , elleri de beyaz mı...?Yakıştırmanın bu türlüsüne; şimdi sırf bana karşı çıkmak için, herkes HE desin...
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!
'Tut ellerimi, kaldır beni!'demiyor.Öyle demişolsaydı,kalkınmayı algılayacaktık.
'Okşa!' diyor.
Cumhuriyetin, dudaklarının kırmızılığı,ellerinin beyazlığından önce başka daha belirgin özellikleri olsa gerek. onlardan bahsedilmemiş. Hangi cumhuriyet dudaktan öper? Bilen anlatsın da bilmeyenler öğrensin.
O zaman kuzey rüzgârından kasıt da RUSYA olabilir mi? İlle de siyaset mi aranmalı bir şiirde? O,bir aşk şiiri yazamaz mı? Yazmamalımıydı?
Sevgiliyi ülkesikadar, ülkesini sevgili kadar sevdiğini bildirmiş olması az mı?
Geri kalmışlığı anlatmıyor mu? Çareyi herkes bilmiyor mu?
Her şeyi başkalarındanbeklememek lazım.Kim,neyin,nasıl yazılması gerektiğini düşünüyorsa, gayret edip kendisi yazmaya çalışmalı bence.
'Peygamber Efendimiz, eşini rahatsız etmemek için o yatarken, uyandırmıyor, ayaklarına doğru namaza duruyor.' denince birisi: 'uyandırsaydı ya! olur mu öyle?' demiş. Peygamberden iyi mi bilecek? Böyleleri de var.
Bazı eleştiriler buna benziyor.
Neyse...
Mutluluklar...
Adamın biri de bu şiiri CUMHURİYET'e yazmış diyor...Şâir ,Saçlarını savur , tut , okşa vs diye demekki bir kıza değil , cumhuriyete diyormuş ...Ne denir yakıştırma meselesi...Cumhuriyet seni de öpsün...
Hay aklına şaşayım senin...Adam O YOKTU,BU YOKTU,ŞU YOKTU diyor...Ondan sonra da güzeldi diyor ...Senin güzellikten anladığın her türlü yokluk ve çirkinlik mi...?Tenakuz ve çelişki dolu...Sen hiçbir kusuru yok diyorsan o senin görüşün...
Gece yarısı gönlümüzü avutmak için anlatılan masaldı aşk! Sonumuzu hiç düşünmeden , soyunup koynunda bir güzel yattığımız ve derin derin hülyalarla uykuya daldığımız.. Ve bir gün, bir sabah heyhula gözlerle etrafa bakakaldığımız....
İçimden geldi yazdım. Bu güzel şiire gelince çok severek okuduğum, kendimden bir şeyler bulduğum, duru ve sıcak bir şiir.
karşıdaki senden sen karşındakinden beklersin, hadi biraz da sen analt. Oysa oda sıkılmıştır hep kendini anlatmaktan.
En güzeli yaşayarak, yaşatarak anlatmak!
bu arada şiirin başı ile sonu arasında hiçbir çelişki yoktur...
bknz. aşağıdaki yazı...
Sn. Erdem, özetle şiirin çok güzel olduğunu ve bundan ötürü olsa gerek, yorumların eleştirel olmadığını ve hatta biraz da olması gerekenden eksik olduğunu belirtiyor...
Şiirin güzelliğine hiçbir itirazım olamaz..Aynen katılıyorum..
Katılmadığım husus; yorumların eksik olmasını ve eleştirel olmamasını şiirin güzelliğine bağlamanız..
Ben bu durumu şiirin fikirsizliğine bağlıyorum..
Ne anlatıyor şiir bize;
Son kıtsına kadar Anadolu köyünün bin yıllık geri kalmışlığının, dışlanmışlığının ve çilelerinin üzerinde duruyor...
Burası tamam...
Ama Cahit Külebi asıl söylemek istediğini son kıtada söylüyor ve aslında şiirin yazılma sebebi de bu son kıta...
Kelimeler özenle seçilmiş...
'' Türkiye gibi aydınlık''
'aydınlanma fiilinin ne demek olduğu sanırım herkesçe aşikâr..
ya ''sen''
bu 'sen' kimdir?
Bir insan olmadığı açık... Ya kim?
Cumhuriyetle birlikte gelen yenilenme ve reform hareketidir diyebilir miyiz??
Tabiki diyebiliriz.
Yani;
Ey Cumhuriyet;
'' Sen Türkiye kadar aydınlık ve güzelsin''
İlk kıtaya tekrar dönecek olursak;
zaten '' tut ellerimi'' derken bir medet umma da açık Cumhuriyet Türkiyesi'nden...
Son kıtanın ikinci cümlesi;
''Benim doğduğum köyler de güzeldi''
Yani Anadolu köyü bütün dışlanmışlığına, geri bırakılmışlığına, çilelerine rağmen senin kadar güzeldi diye bir yakınlık kurmaya çalışıyor Cumhuriyet ile...
Yani dertlerimi gidermen için bir gerekçe var diyor özetle... 'Çünkü ikiniz de güzelsiniz..''
Ya son kıtanın üçüncü cümlesi..
'sen de anlat doğduğun yerleri''
isterseniz be anlatayım onun doğduğu yerleri...
M.Ö 4. y.y ege kıyıları..(Bknz Platon ''Republic'')
Buradaki kastıyla ise 14-15. y.y Batı Avrupa...
Şimdi gelelim benim neden şiire fikirsiz dediğime..
Cahit Külebi harc-ı alem bir bilgiyi şiirsel olarak vermiştir sadece.. Söylediği kadarı bu memleketin hiçbir derdine deva olmaz. Kalkınması için hiçbir fayda sağlamaz..
Sadece halini ifşâdan utandırır; o kadar. Yani anlatması gereken ''onun doğduğu yerlerken orada bırakmış..
'' ne kadar söz varsa düne ait
silinip gitti cancağızım
şimdi yeni şeyler söylemek lazım..''
Yani şiir sadece güzel; ama o kadar....
Sayın seyirciler , kim ne derse desin bu şiirin başı ile sonu arasında bir çelişki var ...Gizli bir şirk gibi...Beğenene ve kusurunu hoş görene de mübarek olsun...Bir zamanlar ben de hiç düşünmeden bu şiiri çok beğenmiştim...
Hani ayışığına el sallardık aynı saatlerde
hani..
hani.....
Egeli sokaklar ağlıyor Güneydoğulu acılarıma
Nerdeysem oralıyım’ı oynuyorum
Oyunun en tatlı yerinde eve çağrılan çocuklar gibi kızgınım
Masalın en vuslat yerinde uyumuşum kollarında
Sabah yoktun
Masal yarım kaldı
Annemin elleri uzak
Ve hiçbir çocuk oyuna çağırmıyor düşlerimi...
....
................
Bu şiir ile ilgili 135 tane yorum bulunmakta