Meraklı gözlerle bakıp,şunları sordu bir gün;
+ Neden şiirlerin hep başlıksız ?
+ Hepsinin birer adı yok mu ?
+ Onları birbirinden nasıl ayırt edebiliyorsun?
O an, içimden çektiğim ahı duymasını isterdim.
Üzülerek ve ona belli etmeden geçiştirmeye çalıştım sorduğu soruyu.
+ Bir gün! dedim. Bir gün söylerim.
Ve üzerinden kaç gün geçti bilemiyorum.
Çekip gitti.
Hem de bir şeyleri boynu bükük bıraktığının farkında olmadan.
Ne benim söylemeye fırsatım oldu, ne de onun dinlemeye.
Hiçbir haber alamadım uzun süre boyunca.
Demek ki hala anlayamamıştı bir şeyleri.
Ve tek bir cümle dahi karalayamadım o olmayınca.
Anlamasını bekleyecek kadar sabır gösteremedim.
Aramaya koyuldum.Bir daha hiç aramamak için.
Ve onunla karşılaştığım ilk fırsatta sordum;
+ Neden şiirlerimi başlıksız bıraktın ?
Uzun süre düşündü.
Gözlerindeki boşluktan belliydi eskilere gittiği.
Geçmişteki sorular bir bir cevaplanıyordu kendiliğinden.
Ceketimin cebindeki kağıdı çıkartıp uzattım titreyen ellerine doğru
Büyük puntolarla yazılmış olan başlığın altını boş görünce,
Şaşırıverdi birden. + İşte dedim.Bu kağıt sensiz olan halimdir.
Gözyaşları, üzerinde sadece ‘’YA SANA GELDİM YA DA SONA’’ yazılı olan
Kağıda damlayıverdi.Arkama bakmadım hiç.Biliyordum çünkü ;
Ben ONA gelmiştim o ise SONA…
Kayıt Tarihi : 31.5.2017 13:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gökhan Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/31/hikaye-168.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!