Hiç koparmasan da takvimin yapraklarını,
Zaman geçer, ne yapsan, ne etsen faydasız,
Günler, aylar, seneler geçer ve ömür,
Her sonbahar dökülür ya yapraklar,
Ellerinle, gözlerinle büyüttüğün canların,
Giderler yuvadan, ayrılık bir bir,
Her mevsimin adıdır artık sonbahar,
Fersiz gözler donuk, fersiz gözler yaşlı,
Ve nefesler, iç çekmelerle karışık,
Aynada fark edersin saçlarına ak düştüğünü,
Gözlerine sık sık denizin tuzu değer,
Bir martı çığlık çığlığa yalnızlığını haykırır,
Dermansız dizler, yokuşlarda ihtiyarlığını,
Yine de yanmak boş, geçen ömre,
Nasılsa geçti, şöyle ya da böyle,
Az olsa da sevinçli günlerin,
Geçen günler senindir, senindir hatıralar,
Bazan eski bir albüm sayfasında,
Bazan çiğ düşmüş gözlerle,
Rüya ertesi sabahlarda,
Göz göze gelirsin onlarla,
Sonra yine aklına, aklından hiç çıkmayan ölüm gelir,
Yaşayanların en büyük gerçeği,
Ölüm, korkulan, niçin bilinmez,
Ölümdür hayattan yüce,
Ölümdür, sevdadan farksız,
Dün konuştuğun kahvede, cami avlusunda,
Yarenlik ettiğin, dostun, akranın,
Veda etmeden çıkar, dönüşsüz yolculuğuna,
Sıranın bir gün kendine geleceğini bilerek,
Bildiğince dualar yollarsın ardı sıra,
Allah taksiratını affetsin diyerek,
İhtiyarlıkta ölüm de sıradanlaşır,
Şimdi kabulleniş zamanıdır, itirazsız,
Sana da uğrar elbet, çekilşsiz, kurasız,
Müvezzi çocuğun her gün düzenli geçişi gibi rötarsız,
12.11.1998
Mehmet Faruk SepiciKayıt Tarihi : 17.9.2011 14:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!