hikayelerini bilmediğim
innsanlarını tanımadığım bir köşkün
heybetli çağrısına koştum
karşıda istinye sırtları
bir sevgili bekler gibi
boğaza nazır cilvelerine karıştı duygularım
yüksekçe tavanına
iç içe şehirler sığmış
usta bir nakkaşın sevdası
işlemeli tahtalar
ve kimbilir hangi ihanetleri fısıldıyor.
hamura dönüşen mermer,
kah yükseliyor sütun sütun
kah omuzunda bir osmanlı paşasının
geçmişin rengini taşıyor
inatçı ve çetin bir güzellik karşısındayım
odalar...odalar
kapı kapı sayısızlar.
ve görmüş geçirmiş bir sarayı
yaşamak kadar güzeldi görmek.
ince bir hatıranın kollarında,
uzaklaşıyor insan,
bir başka dünyalara.
ve bir devrin haşmeti,
aklımı başımdan aldı
hidiv kasrı...
sayısız el ayak izleri
küçük bir havuza akıyor
bir su sesidir yankılanan
yine kimbilir hangi ihanetlerin
dertli akışıdır
veya kimbilir
hangi sevinçlerin coşkusudur...
10.07.2004
mustafa kaya / istanbul
Kayıt Tarihi : 8.8.2005 12:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Elazığlı Mustafa Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/08/hidiv-kasri-2.jpg)
Kaleminize sağlık Mustafa bey...kutluyorum.
TÜM YORUMLAR (1)