Kum taneleri gibi kapımda biriken zaman
kaosun bir öndeyi ömrüme.
Her zerrene, öğretilerimden damıttığım
bilgisiz isyanlar başlatıyorum.
Hırçın dokunuşlarım var şimdi, geç kalınmış
Çöplüklerde intiharlar biriktiriyorum, aceleci.
Oyuncaklaştırırken sesimi,
Gizlediklerimi ele vermekten korkarım…
Çünkü bütün oyuncaklar,
En yaralı yönlerimizle besler özünü…
Yüzümün kilidi paslandı,
yeniden kullanmaya başladığım bir özelge bu…
öpüyorsun dudaklarımın
paslı demir tadını..
Yalnız bir sokak lambasıyım bu gece
Gökyüzünde yağmurdan bir tabela
Durmadan yağar aynı adresi…
Burası hicran durağı,
O kadar yaralı ve acı.
Lambanın esmer ışığa dokunurken,
Yüzünün gölgesi düşüyor yüreğime.
Uzun dağ yamaçları artık rüzgar.
Ben bütün virgülleri;
bir önceki sözcüğe atıyorum.
Saçlarına!
Sarı yorgun bir gün
değil mi yaşam.
yavaşça mor,
morlaştıkça gece
yılgın evlerin odaları var içimde.
Cesetler taşınıyorken gecelere, gizlice!
Yine gelmedim…
Kendimi bekliyorum günlerdir köşe başlarında.
Yanlıştım,yanlışım ve
Yolunu bulamayan mavi şiirlere gebeyim hala.
Sonunu getiremeyen günlere.
Bu kez,uykusuz bir ayrılık kapımda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!