Neyin suskunluğu hâlâ bu?
Boğazımız da düğümlenen o haykıramadığım,
beni çıldırtan bu sesizlik,
belk ki hıçkırıklar dökülür şimdi dudaklarımızdan
yüzüne astığım o kesik gülümsemelerden
Bırak! İçi boş kalsın fikir zindanlarımın,
O esir düşüncelerimizden…
Kalemimi yokuşundan aşağı özgürlüğe saldım
Pis sırıtışlı bir gardiyanın gözleri önünden
Ve tebessümlerim ateş böcekleri....
Aklına kazıdığım o dağ destansı hikâyeleşen
Sen yangınlar beklerken gözlerimin ferinden
Zehir harflerin uğultusun da
Titrek bir kandil bile yakamadım oysa
Gönlünün kafesinde...
Ama hoyrat rüzgârlar besledim gençliğimle
Bir esinti bile çalamazken yüreğime yüzünden
Söylesene! Hangi ırmak denize ulaşmadan deltasız kalır ki?
Ver elini! şimdi birlikte yürüyelim,
Hiç bir kalbe ulaşmayan o ıssız sokaklardan
Dudaklarımız da sonlanıp, bir öpüşle caddelerde yankılanan
Ayhan Sarı oğlu
14 / 7 / 2009
Kayıt Tarihi : 14.7.2009 17:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!