Hey Çocuk!
Hani var ya gözlerimiz kanardı gördüğünde seni
Bir vatan kaldı elimizde gitti çoktan geleni
Şimdi sen;
Ey çocuk!
Sil göz yaşlarını
İmrenir sana gök rengiyle Kelkit’in suları
Akan sensin; suyunda kırık çeşmenin
Renkleri bozuk değil gök kubbenin
Hüzün sana değil çocuk banadır
Dökülür suyuna acı bir habbenin
Avare düşer serseri yanın azgın nehirlere
Bin bir gece masalları atlas terazidir kurşuna
Sapan taşları kalkar yüreğinden füze rampalarına
Ağlama sen çocuk gözlerinde fenerlerle
Açık görüş vakti yakındır ellerin niye bağlı gönlüne
Diline şerbet dolanmış titrek şeb-i aruzlarında
Halay çekersin sevda çölünde alayın kurulmuş
Dağına kar yerine lavlar düşmüş şehirlerinde salıncak
El kaldırmışsın gölgelerin çöktüğü zamanın üstüne
Dur ey çocuk!
Bu yangın niye alevlerin yükseliyor semaya
Yakacaksın yıldızları, haşmetinde ay
Hasedinden patlamasın atmosfer çepe çevre kararıp
Güneşin ortasında var mıdır bir cehennem
Şimdi heeyy çocuk!
Niye bu kadar büyüdün ki;
Dilin dolanır ırmak yatağında büyüyen selviye
Bir aşkın matemine düşer gönlün, öbüründe gülmeye
Hilkatı hak yedine vermişse takat-ı can
Yıpratma artık çek tenini şehirlerin üstünden
Dur heeyy çocuk!
Sen, çok büyüyeceksin ki;
Gönüller çöl olmasın yeşersin yüce sevdalar
Kaldır başını gör artık sen, çocuksun
Işık senin elinde, gözlerin yosunlu
Ve ey çocuk!
Yak ışıkları! …
03-02-1984 hayrettin
Hayrettin ŞahinKayıt Tarihi : 5.12.2009 20:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!