Hesaplaşmaya gitmişti oysa ki… Son defa baktı; durdu, düşündü, aklıyla duyguları arasında ezildi “yok” dedi yapamayacağına karar verdi, ayakları geri geri gitti, döndü ve acele adımlarla uzaklaştı oradan…
Paçasına yapışacakmış gibiydi yaşanmışlıkları, arkasına bile bakmaya korkarak koştu… Kaçtı…
Hıh... Sanki bırakmıştı da paçasını ve yakasını anıları, uzun yılların.
Kendisinden korkuyordu aslında; zordu hesaplaşmak, önce kendisiyle ve hayatla, sonra başkalarıyla.. ZORdu be…ZOR.
İçinde ki ses sürekli “HESAPLAŞMALIYDIN” diyordu, SUS dedi SUS! !
Koşarcasına kaçarken; kendinden ve geçmişinden, içinde ki ses de artarak çoğaldı, bağırıyordu artık avaz avaza… Susturamadığı sesin, kendi sesi olduğunu fark edene kadar haykırdı… Haykırdı.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta