HERŞEY MASUM
Her sabah kaktığım da,
Yastığım da yüzlerce acı iziyle uyanıyorsam,
Gözlerimin içine bakanlar,
Kurumuş bir göl gördüklerini söylüyorlarsa,
Ve ben yirmi sekiz yaşım da,
Yeni ama kötü alışkanlıklar ediniyorsam,
Bunda güzel annemin suçu ne…
Aşığım diye haykıran dillerin,
Yalan söylediklerini adım gibi biliyorsam.
Şiirlerimi içten okuyanlar,
Çoktan ölmüş bir aşk gördüklerini söylüyorlarsa,
Ve insan alışkanlık ettiyse kendine,
Bir gecelik sevgileri,
Bunda asıl sevdanın suçu ne...
Tam zamanı dediğimiz de,
Aslın da hiçte zamanı gelmiyorsa,
Bana zamanı soranlara,
Hala kazılmakta olan taze bir mezar gösteriyorsam,
Ve insan yaşamın her anını,
Sebepsiz yargılayabiliyorsa artık,
Bunda dünyanın suçu ne…
Dün yanımızda duran gülücüklerin,
Bir gün asla olmayacağını içime sindirebiliyorsam,
Bana hayatı soranlara,
Susarak ve de ağlayarak cevap veremiyorsam,
Ve yaşamı bir pamuk ipliğinden,
Zamansız koparıyorsa ölüm,
Bun da Azraillin suçu ne…
Her aynaya baktığımda,
Geçmişimi çok daha fazla özlüyorsam,
Bana halimi soranlara,
İçten, sadece gülüp geçebiliyorsam,
Ve her seferinde,
Vakidi güz ortasına kalmış bir ağaca benzetiyorsam,
Bunda takvimin suçu ne…
Seni her hatırladığım da,
Hafızamı kaybedene kadar içmek geliyorsa içimden,
Bana seni soranlara,
Kötü bir alışkanlıktı, geçti deyiveriyorsam,
Ve her seferinde,
Bir şişe rakıya boyun eğiyorsa gençliğim,
Bunda mey masasının suçu ne…
Seni her çizmeye kalktığım da,
Renk körü olduğumu unutup saçmalıyorsam,
Bana acıyanlara,
Nefret ve kin dolu gözlerle bakıyorsam,
Ve bir ustaya bırakıp,
Gözlerinin rengini her seferinde şaşırıyorsam,
Bun da ressamın suçu ne...
Ne zaman resim çekinen âşıklar gördüğüm de,
Erkeğe acıyor ve kendi kendime hayıflanıyorsam,
Albümlerime bakanlar,
Birkaç paçavra gördüklerini söylüyorlarsa,
Ve ben özlemine yenilip,
Her akşam başka bir fotoğrafını acımadan yırtıyorsam,
Bunda resmin suçu ne...
Kalemi her elime aldığım da,
Aklıma senden başka bir şey getiremiyorsam,
Yazılarımı okuyanlar,
Zavallı ve buğulu gözlerle beni izliyorlarsa,
Ve ben işimi bitirip,
Geceyi ve sözcüklerimi ağlayarak noktalıyorsam,
Bunda şiirin suçu ne…
Aklıma insanoğlu geldiğin de,
Midem içten içe bulanıyorsa.
Cüzdanımı görenler,
Kürklerine ısrarla bir şeyler yedirmeye çalışıyorsa,
Ve hayat bataksa,
Maneviyatı alnından vurmuşsa çoktan maddiyat,
Bunda paranın suçu ne...
Kendimle baş başa kaldığım da,
Geçmişimle uzun bir savaşa giriyorsam,
Bu günümü görenler,
Yarınımı akıllarına bile getiremiyorlarsa,
Ve ben kaybolup,
Dünler anın da yarın oluveriyorsa,
Bun da zamanın suçu ne...
Ne zaman bir bahçe gördüğümde,
Kalbimin bütün odalarına acı doluyorsa,
Çiçeklerimi görenler,
Kokunun asıl anlamını ısrarla sorabiliyorlarsa,
Ve duygulara,
Güllerin kaba dikenleri batırılıp kanatılıyorsa,
Bunda çiçeklerin suçu ne…
Ve artık yorulduysam,
En küçük hücreme bile söz geçiremiyorsa beynim,
Geçmişimin her harfi,
Eski bir sevdanın kalıntılarından ibaretse,
Geleceğimin içinde sevdaya dair bir an bile yoksa
Yaşamın adını çoktan hüzün koyduysa zaman,
Bir an bile sevdayı unutmak istemiyorsa yüreğim,
Ve her an seni yaşıyorsam,
Ve her an biraz daha çoğalıyorsam sevdaya,
Bunda benim suçum ne, bunda benim suçum ne...
Kayıt Tarihi : 23.1.2011 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!