Herşey Eskiden Güzeldi

Fevzi Emir Yılmaz
150

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Herşey Eskiden Güzeldi

Birzamanlar' bir köy vardı
Sisli dağların eteğinde'
Yeşil'mi yeşil,
Güzel'mi güzel bir köy'
Nakış gibi yamaçlara işlenmiş,
Ayışığı geceleyin harman yerine düşer,
Yıldızlar dokunulacak kadar yakınlaşır' masal anlatırdı
Nine'lerinin dizlerinde göz süzen çocuklara.

Gün'e' koyunların kuzuların boğazındaki zil sesleri ile uyanırdı çocuklar,
Sabahları tandır dumanı yükselirdi her evin ocağından, Ardından mis gibi yufka kokusu gelirdi,
Ana'ların terli elleri ile kurulan bereketli sofralarda'
Yarışırmış gibi yapılırdı kahvaltılar.

Başında al yazması' belinde kuşağı' elinde güğüm olan
Kömür gözlü genç kızları' çeşmebaşında gören oğlanların'
Akılları başından gider' tutuşurdu yürekleri,
Aşk o zamanlar aşk'
Sevda o zamanlar sevda idi'
Herşey' eskiden güzeldi.

Gelin alayları geçerdi tozlu yollardan,
Davul sesleri ile inlerdi dere boyları,
Sanki herkes' bir kına yakılsada ağlasak dermiş gibi,
Hem ağlar hem oynarlardı kına gecelerinde,
Alınlarında liralar, ellerinde kınalar,
Gözlerinde hıçkırıklarla,

İmece usulü ile taşlar toplanır' yükselirdi duvarlar,
Her alnın teri' her elin izi vardı kurulan yuvalarda,
Gündüz tarlada saban süren eller'
Akşam olunca şevkatle örterdi bir bebeğin üstünü,
Kurbağa ve çekirge seslerinden başka' kimseden çıt çıkmazdı
Komşusu açsa eğer'
Hiçkimse tok yatmazdı.

Et girmesede evlere'
Herkesin ekmeği bol'du,
Bir çorba kaynasın yeter'
Bir baş soğan olsun kâfi,
Besmele ile başlayan' sofralardan aç kalkmazdı kimseler,
Haneler kalabalık odalarımız dar'dı,
Zengin olmasak bile'
Herkesin başını sokacak' sıcak bir evi var'dı.

Komşu bahçelerinden sarkan'
Elmalar armutlar vardı,
Ağız tadıyla yenirdi,
Al kızım, al oğlum'
Bunlar anam'dan babam'dan kalma denirdi,
Göz hakkı vardı' asla gözardı edilmeyen,
Kötü birtek komşu yoktu kapısına gidilmeyen.

Bir selam saklıydı namaz çıkışında' kapısına caminin,
Bir muhabbet' bir tebessüm,
Sanki yeni görmüş gibi birbirlerini,
Latifeler sataşmalar,
O bitmeyen dostluklar,
Kıymetini bilemedik,
Cennetmiş yoksulluklar.

Irmaklar dereler bile konuşurdu kendi kendine,
Kuyudan su çekerken' ay ile göz göze gelirdik,
Bir yıldız kayardı gecenin karanlığında,
Yarılanmış perdenin kenarından gök yüzünü izleyen'
Yoksul bir çocuğun dileği yükselirdi semaya.

Dut ağaçlarının gölgesinde biraz dinlenip, dereye iner hayal kurardık kardeşimle
Yosun tutmuş taşların üzerinde,
Nezaman ki büyüdük'
Çocukluk bir masal kaldı
Hiç büyüyememiş yüreğimizde,

Bir tas çorba, bir gülüş,
Bir selam yetermiş meğer,
Biz mutluluğu' yokluğun içinde saklamışız,
Şimdi dönüp bakınca o çamurlu yollara,
Ayağımızda ayakkabı olmasada'
Toprak'ta izimiz kalmış,
Şimdi herşeyimiz var amma'
Mazi'de,
Sıla'da,
Çocukluğumuzda,
Hatta' yoklukta'
gözümüz kalmış.

FEVZİ EMİR YILMAZ

Fevzi Emir Yılmaz
Kayıt Tarihi : 24.6.2025 00:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!