Dolaşmış dağları, aşmış tepeleri
Atıyla birlikte çok da susamış...
Bir köyün yamacında,
Çeşmeye varmış,
Yiğidim Köroğlu!
Bakmış çeşmede yaşlı bir nine,
Kollarını sıvamış dökünür durur...
Zannetmiş ki dua okuyor yine,
“Belki benden çekinir durur, “
“Belki de abdesti bozulur..”
Diye yaklaşmaz geride durur,
Yiğidim Köroğlu!
At da yorgun argın beklerken,
Sıyrılıp üzerinden inerken...
Birden ninenin sesi azıcık duyulur,
Nine 'Köroğlu, körün oğlu..' derken;
Köroğlu yaklaşır, dinlemeye koyulur!
Birde ne duysa şaşırır kalır,
'Köroğlu Allah belanı versin...'
'Köroğlu Allah canını alsın! '
Şaşırır kalır,
Yiğidim Köroğlu!
Yaklaşır, iyiden iyiye..
Sorar yaşlı nineye:
'Nine sen Köroğlunu tanır mısın? ...'
Nine birden irkilir,
'Yavrum ben Köroğlunu ne bilir? ...'
Köroğlu tekrar:
'Nine bu Köroğlu ne yaptı sana...'
Nine çekine çekine:
'Yok yavrum, bir şey yapmadı bana...'
'Allah belasını versin, canını alsın! '
Diye tekrar mırıldanır...
Köroğlu vazgeçmiş gibi sudan,
Uyanmış gibi çok derin uykudan...
Tekrar tekrar sorar nineye,
Söylenir durur, bu beddua niye?
Nineye tekrar sorar,
'Nine, sen neden beddua edersin? '
Üst üste bu soru nineyi yorar:
'Bak yavrum, ben tanımam Köroğlunu...'
'Bana da, bir zararı yok ama! '
'Herkes öyle diyor, duymadın mı? '
'Gelip yapıştın yakama! '
'Yoksa Köroğlu senin adın mı? ...'
Köroğlu, ne evet der ne de hayır!
Boynunu eğer, bir yudum suyunu içer...
Zehir olur sanki içine!
Kızmaz, darılmaz ama çok üzülür...
Söylenir içinden gizli gizlice,
Herkes öyle diyorsa..
Bu ninenin suçu ne?
İşte, bir masal değil gerçek bu...
İnsan masumken suçlanırsa,
Zehir olur bir yudum su!
Ya bir de nam salar, yücelir adlanırsa...
İsterse, yiğidim Köroğlu olsun bu!
Yaşlı başlı nine bile,
Günahı sevabı bile bile...
'Herkes diyor ben de diyorum işte! '
Der söylenir, durur da..
Hem de bir ayağı çukurda! ...
Köroğlu atıyla uzaklaşır oradan,
Çıkar gerisingeri yüce dağlara...
Başına gelenler duyulur buradan,
Selam Köroğlu ile yüce dağlara!
Kayıt Tarihi : 15.2.2007 21:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgili Kardeşim: Necmettin Özelçi
Duygu tufanı gibi Mısraların önüne kattığı inanılmaz güzellikte bir şiir olmuş. Duygu yoğunluğunun şiirin tamamına etkili bir şekilde ustaca dağıtılması şiirin kendisini okutmasına sebep oluyor. Bu tip şiirlerde genellikle bazı mısralar duygu yönünden aşırı yüklenirken bazı mısralar da cılız kalır . Bu da şiirin değerini düşürür. Ancak bu şiir usta bir kalemden sayfaya dökülürken duygunun şiirin tümüne hakimiyeti olduğundan burada görüldüğü gibi şiirin değerini arttırıyor.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu güzel şiir için Teşekkürlerimi iletirken;
Tebrik ve başarı dileklerimi sunuyorum. Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
İlk Tam Puan TEKİRDAĞ'dan geliyor.
Kaleminizin daim ve kudretli; İlhamınızın bol olmasını diliyorum.!
Sevgi ve saygılarımla...
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
Başa bağlılık,
El aleme bağlılık
Duygularını ne kadar güçlendirirse, o kadar çözülür.
Maalesef bizim atalar kültürünün özü budur..
İnsan aklını kullanmadan, başına ve el aleme bağlıdır.
TÜM YORUMLAR (3)