İhanetten bir alıntı sağlığınla gelirsin (gelirsen)
Unutmabeni çiçekleriyle yaralarımı süslersin
Utanılası birşeydir katıksız pembeliğin
Bu yüzden kitaplardan yalnızca ıslık çalmasını öğrenebilirsin
Tüm iyiliğin filmlerin iyi bitmesini istemek
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
anlaşırsak, ben yokum.....diyen şair
Zeki şiir, sivri dilli eleştirel şiir, ironik şiir, sorgulayan şiir deyince ilk akla gelen isimlerden biridir Osman Konuk. Şiire bir sosyolog gözüyle de bakar. Uzun süre susmuş bir kalemdir. Suskunluğunun şiirle ilişkisini şu sözlerle ifade eder:
“Susmanın sınırsızlığından şiire bulaşan her zaman bir şeyler vardır. İki sessizlik arasındaki kıpırdanışa tanıklık eden bir sestir şiir.”
Keşke antolojide daha fazla şiiri kayıtlı olsaydı ve keşke onun tipik şiirlerinden biri seçilseydi… Birkaç örnek vermek istiyorum:
…“MASAL” şiirinden son iki bölüm…
“bütün kötülüklerin kaynağı kelimeler
kötülük bir kelime, sözlüğün ortasında
yeri çok sağlam
şairleri öldürmeliyiz derim
sade ve aptal görünürüz belki birazcık
huzursuz kızlarla, sinirli erkeklerle dolu sokaklar
çok sıkıcı; doğruysa
dördümüze de uzun ömür
sadakat erdemi biçen el falcı…
öldürsek ne iyi olur, bakarsın birden biter
kredi kartı borçları
tanrı grevde olmalı dedirten fotoğraflar.
şairleri durmadan öldürmeliyiz
kesin değil çünkü
kendilerini sokak fenerlerine asmaları…”
-Osman KONUK-
…“KIR DÜĞÜNÜ” şiirinden ilk bölüm…
“80’lerin slow şarkılarıdır sebep biraz da
İnsanları sömürgecilerine benzeten
Keten takımlar, tango, fiyonklu masa örtüleri
Dersu Uzala’dan dersler çıkarmak
Gelin Bilkent’te iç mimari, baba koç’ta genel köle
Her gramı çok değerli elli iki kilo anne…
Zaten amaç elli iki yıl sonra
Hiç bakılmayacak fotoğraflarda en iyi yeri kapmak…
Bir Kutlu hikâyesine giremeyecek tipler işte
Damat her şeyi kaydediyor
El kamerasıyla gerdeğe girmek deyimini bilmiyor çünkü…
Oluyor böyle şeyler salaklık endüstrisinde…”
-Osman KONUK-
Nice çiçekler vardır yeryüzünü süsler
nice kullar var bu çiçeklere küsler
Anlatan anlamış anlatılan anlaması lazım ihanete giden yolları her insan kapamalıdır
kim anlar seni bennden başka. sendemek bendemek acılar bile aynı aynı çölde düştük aşka der gibi
Hayırlı sabahlar arkadaşlar.Hiçte herhangibirine yazılmışa benzemiyor bu şiir ya neyse.Öyle olsun.
Hocamızın canı sağ olsun.
Mardinden bir haber var.Bir erkek benim karıma nasıl iğne yapar?
Bana hiç yabancı gelmiyor bu habar! ...
Hoop arkadaşlar bu kadar saflığın lüzumu yok.
Bu haberi yapanlar kimler? Bir bakalım.
Ya bu haberde diğerleri gibi art niyetle tezgahlanmışsa?
Evet tezgah olma ihtimali %80.Birde işin bir başka yönü,
Bizler domuz eti yemediğimiz için eşimizi kıskanan insanlarız.
Madem bayan hemşireler var,olayı protesto edecek kadar da çoklar.
Ne olur bayana bayan iğne yapıversin canum kıyamet mi kopar?
:)
kadın saksılarda
'unutmabeniçiçeği'dir erkek!..
mevsim bu mevsimdir
açın bakalım
çiçek çiçek!..
:))))
osman konuk yeni zamanların müteferrik ve mümeyyiz bir sesidir..diyorum ve dedim gitti
İçten gelen ,içsel,kalıbı bozulmamış,öz hissediş mısraları..bu derin şiirin önünde saygıyla eğiliyorum.
Ama bu kente gelirsen unutma beni ara
Sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım
Öfkem geçer dinle yüzümü sevgiyle bakarım
Kimse değil, SENİ YALNIZ BEN ANLARIM ..
seçki iyi
en azından ayakları yere basan dizelrle bezeli
vede kısalığında ki ustalık maksadın hasıl olmasından belli
kafiyeli yorum yazdım yine şairler gibi..)
saygılar
Penye ve Hakikat
iyiydik. penyelere inanıyorduk.
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iy ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine inanıyorduk
adı fatma, fatma’ya hemen inanıyorduk
sergio leona’ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali’ye niçin inanmayalım
iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten
üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
john locke’a ve john wayne’e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
“lili marlen şarkısı ne kederlidir”
aldık, kabul ettik; çok kederlidir
buralarda bir yerdeydi, ona da inanıyorduk
her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete… reno toros’a
nerdeyse iman edecektik üretimden kalkmasa
iyiydik
penyelere inanıyorduk. monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki’nin dürüst biri olduğuna nedense
kiraz zamanına, tanpınar’a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster’a; hep beraber
elmalılı tefsirine, bir kısmımız
çok azımız karabaş tecvidine
terlemeye, rutubete, madonna’ya
vatan değerli bir arsadır, milli emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin yapraklarına
kendine iyi bak dileklerine; görüşürüz
niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya; roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk
Osman Konuk
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta