Her Zindan Bir Ölümdür

Ey şu mahşerde, yüreği öbek öbek gam bağlayanım
Sanma, ellerimdeki kırmızılık al kınadır
Gıcırtıs beni uyutmayan
Elleime bulaşmış
Demirden ranzamın pasıdır
Yağmur seline dönen
Gözyaşlarım
İçimdeki gönül çavlanıdır
Ey hasreti içimde hep kor ateş kesilen
Akıtma gözyaşlarını
Tüm özgürlüklerin hatrı için
Bugün
Bir nebze
Acıma dokunma
Ey sevdası buruk
Kadın
Bendeki ölü kokusu
Sinmesin
Sana
Yaşamın başlangıcında
Acıların bin katı içinde
Bahar'ı yaşamadan
Koğuşunda
Ölü bulduğumuz
Naaşını
Küf kokan
Karanlığın rengine batırılmış
Bir kara
Bataniyede kucakladığımız
Buğulu camlara
Anısına "ölüm" şiir yazdığım
Erhan yoldaşımın ölü kokusudur, bendeki

Şu Silivri Cezaevinde her gece halimi çok perişan
Her nefes alışverişimde
Gökyüzüne
Merdivenler dayıyorum
Ulaşamıyorum
Ay'a, yıldız'lara
Tüm umudumu bağladım Yarınlara
Yeter bunca zulüm
Bedenim
Fikrim
Dilim
Özgür olsun isterim
Yıkanmayan, yunulmayan
Kirden, rutubetten çürüyen yastıığımla
Boğuşuyorken ben her gece
Öyle sensizim
İnan öyle sensizim
Kurakta
Susuz kalan çiçek gibiyim
Hiç bu kadar özlememiştim
Seni
Halimi düşünüp
Ağlamanı istemem
Gerçek şu
Tüm tutsaklar için
Her zindan başlıbaşına
Birer ölüm
Birer mezardır
Yazılı yasalar bölmemeli
Öldürmeli
Bizi
Hele gel otur yanıma
Güzel
Çok üşüyor yüreğim
Bugün
Cezaevinde görüş günü
Omzuna başımı koyayım
Eğer
Bahar vakti gelmesem
Yaz günlerinde
Dut zamanı
Bekle beni
Yüreğimde kaynadıkça
Sevda pınarı
Şu zindanı aşar yine gelirim Çünkü toprağı, suyu, güneşi ve seni çok özledim

Belki şu an rüzgâr, erikağacların Üstünde esiyor
Belkide polenler uçuyor
Gametler telaşlı 
Hepsi haz içinde
Çünkü
Sevdalıların gerçekliği bu
Kimbilir
Belki göndere çekilmiş
Bayraklar dalgalanıyor
Belki ip ucuna bağlı
Uçurtmalar
Gökyüzünde süzülüyor
Yüreği sevinç dolu
Çocukların elinden
Şu zindanda
Havakandırmaya çıkartılan
Volta atan tutsakkarın
Ayak sesleri, göğü engelleyen duvarlarda inliyor
Aydınlık ve sıcak yarınlara gideriz bir gün, bekle beni

Mehmet Çobanoğlu
21.04.2018
Silivri Cezaevi