Her sabah aynı düşünceyle uyanıyordu:
“Bugün yazmayacağım.”
Ama gün, geçtikçe
eli yine kalemine uzanıyordu.
Sayfalar açılıyor,
satırlar birbiri ardına düşüyordu kâğıda.
O ise her mısrada biraz daha tükeniyor,
biraz daha eksiliyordu.
Çünkü yazdıkları hiçbir zaman yerine varmıyordu.
Ne gözlerine ulaşabiliyordu sevdiğinin,
ne de yüreğine dokunabiliyordu.
Okunmayan her şiir,
bir yanını koparıp alıyordu.
Yine de yazıyordu…
Çünkü konuşmamak,
yüreğinin ağırlığını taşımaktan daha zordu.
Bir kadın vardı orada;
kalemiyle direnen,
ama her satırda biraz daha kaybolan.
Umudunu kâğıtlara gizleyen,
ama her kelimede biraz daha yitiren.
Yazmak onun için hem nefes,
hem de tükenişti.
Bir ağıt gibi,
bir dua gibi…
Kendine bile itiraf edemediği bir yalnızlıktı aslında.
Ve her şiir bittiğinde,
sayfanın ucunda hep aynı cümle asılı kalıyordu:
“Bu son olsun…”
Ama ertesi gün,
yeni bir şiir daha başlıyordu.
SİLEZYA
Kayıt Tarihi : 31.8.2025 23:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!